Evlendik ya... Evlenince insan ne yapar? Ne yapılacağını bilmiyordun da ne diye evlendin? Bilmez olur muymuşum? Bal gibi de biliyorum işte... İnsan evlendi miydi, ilk işi kışlık kömürünü almaktır.
Bir kahkaha koyuverdi. O kahkahayla güler de ben durur muyum? Bir kahkaha da ben patlattım. Karşınızdaki gülerken somurtacak değilsiniz ya... O güler, ben gülerim. Allah hepimizi güldürsün.
Baksanıza, bu kötülüklere, alçaklıklara, ahlaksızlara hala sizin gibi kızıp bağıran çağıran, üzülen, dertlenen insanlar da var şükür. Ne zaman ki alışırız, artık bunlardan konuşmayız hiç, bunlar bize de olağan gelmeye başlar, işte o zaman batarız.
“Bir memur ne kadar çok çalisirsa, ona o kadar is yüklenir. O zavalli da islerin altindan kalkayim diye habire çalisir, çalistikça habire zavalliya is verirler. Ne kadar çalismaz, dalgaci olursa, bunun akli bir şeye ermiyor diye kimse is vermez. Üstelik, cok is yapiyor diye üstüne ok is yükletilen memur, elbette bu kadar cok is arasinda bir kağıt da yanlis yapar. Bu yüzden azarlanir, paylanir; ne kadar çalisirsa, yanlis yapma ihtimali de o kadar artar, o kadar da horlanir. "Hic bir is yapmayan memurun, hic bir yanlis da yapmayacadi için başı hic belaya girmez."
Baksanıza, bu kötülüklere, alçaklıklara, ahlaksızlıklara hala sizin gibi kızıp bağıran çağıran, üzülen, dertlenen insanlar da var çok şükür. Ne zaman ki alışırız, artık bunlardan konuşmayız hiç, onlar bize de olan gelmeye başlar, işte o zaman batarız.