Menekşe Kokulu Hikayeler

Ender Haluk Derince

Menekşe Kokulu Hikayeler Sözleri ve Alıntıları

Menekşe Kokulu Hikayeler sözleri ve alıntılarını, Menekşe Kokulu Hikayeler kitap alıntılarını, Menekşe Kokulu Hikayeler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... aslında menekşelerin diğer çiçeklerden farklı olduğunu keşfetmişti. İşte belki de menekşeler bu yüzden bu kadar güzeldi.
Reklam
Öğrencilerin bilmeleri gerektiğinden daha çok şey bilmeyen bir öğretmenden daha korkunç hiçbir şey olamaz.
Yeryüzünde bütün ızdıraplar, a aza kanaat etmemekten doğar. Firdevsi
Sayfa 75
"Sen evladım," dedi ona, "Sen paranı ne yaptın?" Çocuk, "Babacığım!" dedi. "On dolarımı cebime koyup senin yıllar önce açtığın ilk dükkâna benzeyen küçük bir dükkâna gittim. Dükkânın sahibine parayı verdim ve bozmasını istedim. Sonra beş dolarını bir hayır kurumunun kumbarasına bıraktım, dört dolarıyla yolda gördüğüm iki muhtaç insana yiyecekleri bir şey alıp verdim, kalan bir dolarla da iki şey aldım." Bunu der demez, elini cebine atıp bir çakmak ve bir mum çıkardı çocuk. Odanın lambasını kapatıp mumu yakınca bütün oda mumun yaydığı ışıkla doldu. Saman veya tüy on dolarla odayı doldurmaya yetmemişti ama bir dolara alınan mumla çakmak bütün odayı bir uçtan öbür uca ışıkla doldurmuştu. Bunun üzerine memnun bir yüz ifadesiyle, "Çok iyi oğlum!" dedi baba. "Benden sonra işlerimin ve ailemin başında sen olacaksın. Çünkü hayata dair çok önemli bir şeyi, ışığını yaymayı öğrenmişsin."
Sayfa 74
Öyle üzgündü ki dünya başına göçüyor gibiydi. O, bu duygular içindeyken babası, yüreğine bıçak saplanmış gibiydi. Yıllarca emek verdiği oğlu tarafından bir barakaya terk ediliyordu. Gururu incinmişti, içi yanıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Minik Can ise olanlara hiçbir anlam veremiyordu. Anlamsızca ama dedesinden ayrılacak olmanın vermiş olduğu üzüntüyle sadece seyrediyordu. Artık gitme zamanıydı. Babasının yatağına eğildi, yanaklarını ve ellerini defalarca öptü. Beni affet der gibi sarıldı, kokladı. Artık ikisi de kendine hâkim olamıyor ve hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. Buna mecburum, der gibi baktı babasının yüzüne ve Can'ın elini tutup hızla barakayı terk etti. Arabaya bindiler. Can yola çıktıklarında ağlamaya başladı, neden dedemi o soğuk yerde bıraktın diye. Verecek hiçbir cevap bulamıyordu, annen böyle istiyor diyemiyordu. Can, "Baba, sen yaşlandığında ben de seni buraya mı getireceğim?" diye sorunca dünyası başına yıkıldı. O sorunun yöneltilmesiyle birlikte deliler gibi geri çevirdi arabayı.
Sayfa 52
1.000 öğeden 951 ile 960 arasındakiler gösteriliyor.