Burayı gören herkes aynı şeyi düşünüyordu. Gömülmek için güzel bir yer. Sanki fark edermiş gibi. Sanki birisi gelip bütün ağaçları kesse bunun farkına varabilecekmişsin gibi...
Bu yazarın okuduğum ilk kitabı polisiye roman severler için okunabilir bir kitap. Polis Tate'nin trafik kazasında ölen kızı ve bitkisel hayat yaşayan eşinden sonraki hayatındaki değişimi anlatır. Bu süreçte Tate 2 yıl önce vermiş olduğu kararından dolayı geç kalınmış bir seri cinayetin çözümü için gizli bir dedektif olarak cinayeti çözmeye çalışır.
Tanrım, herkesin mazereti aynı mıydı? Hayatlarındaki hiçbir şeyden sorumlu değil miydi bu insanlar? Başka biri haline geldiklerinde yaptıklarından sorumlu olmuyorlar mıydı?
- Rahel'in Tanrı'sı var
- Tanrı onu hayal kırıklığına uğrattı
- İnancını kaybetmemelisin
- İnanç insanı hayal kırıklığına uğratıyor
- İnsanlar kendi kendilerini hayal kırıklığına uğratıyor
Mezarcı romanı Paul Cleavenin oxuduğum ilk kitabı. Bu kitab Tate serisinin birinci kitabı. Tate köhne bir polis memuru. Qızı ve karısı yol qezasinda oldukden sora polislikden istifa etmiş özel bir dedektif. Kitabın movzusu cox gozel islenmis son sayfasına qeder oxuyucunu bezdirmir. Polisiye ve gerilim sevenlerin severek oxuyacaqlari bir kitab olacak mence. Men severek oxudum ve çox beyendim. Serinin diger kitablarini da oxumagi düşünürem. Bütün kitab severlere keyifli oxumalar
Kimyasalların kokusu çok güçlüyle, ölümün kokusunu gizleyecek kadar güçlü olmama arasında denge halinde duruyordu. Cesetler çürümüyor, bozulmuyor, içeriyi kokutmuyordu, ama koku hala oradaydı.
Cenaze ilanlarını okur, geçmişten fırlayıp gelecek bir isim ararlardı. Sayfanın sonuna ulastiklarinda tanıdıkları kimseyi göremeyince mi yoksa tanıdıkları birini görünce mi rahatladiklarini bilmiyordum.
Kaza sırasında Tanrı'nın nerede olduğunu sorabilirdim ama Peder Julian, Tanrı seven, Tanrı'dan korkan insanların kullanacağı türde dogmatik bir cevap verirdi.