Gavs-ı Hizânî [kuddise sırruhu] şöyle derdi: "Sen şeyhe gideceğine, şeyhini evine davet et."¹
1-Bu minhadan şunu anlayabiliriz: "Öyle bir rabıta kur ki, şeyhin her daim seninle beraber olsun. Şeyhinin her an yanında olduğunu düşün! Zira böyle bağlılığın ve teslimiyetin olmadan şeyhin evine ve meclisine gitmende istenen faydayı göremezsin."
Ben şu iki manevi hastalığımdan dolayı çok korkuyorum. Bu hastalıklarımın birisi aşırı öfke diğeri ise vurdumduymazlığımdır.
Benim (İbrahim Çokreşi) bu sözlerime karşılık Abdurrahmân-i Täği (k.s) dediler ki:
Bu hastalıkların hiçbir şeydir. Senin asıl en tehlikeli hastalığın kusurların söylendiği zaman cevap vermeye kalkmandır.
"...Bu yüce Nakşibendî tarikatının diğer tarikatlardan üstün olmasının sebebi, onda bid'atların olmayışıdır. İzleri silinen, yok olup giden nice tarikatların bu hallere düşmesinin başlıca sebebi, içlerine yerleştirilen bid'atlardır."
Gavs (k.s) sohbetlerinde dünyayı yererek:
”Eğer Cenabı Hak, cennet nimetlerini de bana dünya nimetleri gibi sevimsiz gösterse, cennet de benim hoşuma gitmez, öyle de olsun (sevimsiz göstersin) zira maksad Allah (c.c)‘tır.” derdi.
MÜRİD NİÇİN AĞLAR?
Gavs-ı Hizânî [kuddise sırruhu] şöyle diyordu:
"Seyr-i urûcî (mana alemine yükselme) makamında iken, kendisi için gurbet diyarı olan âlem-i halktan (dünya), asıl vatanı olan âlem-i emre (ervah) doğru yolculuk yapan mürid, kimi zaman ağlar."
Gavs [kuddise sırruhu) bu durumu şu misalle örneklendirdi:
"Bu durum aynen, bir gelinin çeyizini hazırlayıp gurbet vatanı olan baba evinden ayrılarak asıl yurdu ve barınağı olan kocasının evine giderken ki ağlamasına benzer."
Bilinmelidir ki, Peygamber Efendimiz (as) yalnız zahirî ilimle değil, batınî ilim diye adlandırılan tasavvuf ilmine de haiz idi. Ehl-i tarikat da zahir ve bâtın her iki ilimde pay sahibi olduklarından dolayı “Alimler Peygamberlerin Varisleridir” hadis-i şerifinin mucibince hakiki varislerdir.
Gavs-ı Hizânî hazretleri [kuddise sırruhu], rabıtanın önemine işaret ederek, "Rabıtaya devam ediniz, aman ihmal etmeyiniz!" derdi ve bunu sürekli tavsiye ederdi.