Kazanan arkadaşlara hayırlı olmasını temenni ederim 🤲🏻
İsim soyisim adres iletişim bilginizi gönderirseniz arkadaşlarla hediyenizi gönderelim. Hediye eden arkadaşlardan da Allah razı olsun ☺️
Asır öyle bir kirlenmiş ki Hz Yusuf gibi iffetli kalmak ateşin üzerinde yürüyen insan mislali gibi olmuş her yanımız iffetsiz bir hal almış nereye elini atarsan at cayır cayır yanıyor her yandan kadının güzelliğini açık saçıkligi kulanarak saldırıyorlar artık ne yapacağımızı şaşırdık İslam ülkesinde ifetsizlik başını aldı gitti bu yüzden artık kimseyi suçlamayın bu devirde Hz Yusuf olmak çok zor ama her an delalete düşmek çok kolay kınamak yerine dua edelim ki belki bir şeyler değişir inşallah 😞😞😞😞
Yusuf suresinin inişiyle ilgili diğer bir rivayete göre de Müslümanlar, Resulullah’tan bir kıssa anlatmasını istemişler, bu istek üzerinede bu sure inmiştir. Surenin indiği dönem Peygambe-rimizin ve Müslümanların, müşriklerin ezalarına çokça maruz kaldıkları bir dönemdi. Hatta surenin, hicretin hemen öncesinde müşriklerin, Peygamberimizi öldürmeyi, sürgün etmeyi ve hatta hapsetmeyi planladıkları sırada indiğini söyleyebiliriz. Bu sure aynı zamanda hem Hz. Peygamber’i hem de Müslümanları teselli etmek ve onların mücadele azimlerini artırmak gibi bir amaç da taşımaktadır. Sure müşriklerin baskıları ve işkenceleri karşısında Efendimize ve ashâbına bir ümit ışığı olmuştur. Çünkü bu sure Hz.
Yusuf’un kuyudaki mahrumiyetten Mısır’daki hakimiyete, orada vezirlik makamına ulaşmasındaki sıkıntılı süreçleri anlatırken her karanlığın ardında bir sabahın, her sıkıntıdan sonra bir felahın, yerleri ve gökleri sevk ve idare eden bir ilahın varlığını, her türlü zorluk karşısında O’na inanılması ve dayanılması gerektiğini bildirmektedir. Hani şair diyor ya;
“Başlarında kemikten bir külah var
Ellerinde demirden bir silah var
Zulmedildim diye gamlanıp durma Zulmetsinler, sana sahip İlah var
Allah yardımcıdır sana Allah yâr
Ta zamandan içeri bir zaman var
Ta ateşten içeri bir yanan var
Unutuldum diye gamlanıp durma
Unutsunlar, seni daim anan var
Allah yardımcıdır sana Allah yâr.”
Nitekim hicretten sekiz sene sonra Peygamberimiz Allah’ın izni ve inayetiyle Mekke’yi fethetti ve bütün müşrikler Hz. Yusuf’u kuyuya atan kardeşlerinin ona boyun eğdiği gibi Peygamberimize boyun eğdiler. Hatta kıssanın mesajı ve hakikati Peygamberimizin hayatında öyle benzer bir şekilde tecelli etmiştir ki fetihten sonra Hz. Peygamber Kureyşlilere, Hz. Yusuf’un Mısır’da kardeşlerine söylediği sözün aynısını söylemiştir: “Bugün size kınamak yok, Allah sizi affetsin! O, merhametlilerin en merhametlisidir.” (Yusuf, 92) Yani peygamberlerin sadece kaderleri ve kederleri değil, aynı zamanda karakterleri, tepkileri, duygu, düşünce ve aksiyonları da birbirine benziyor. Çünkü kaynakları bir, dinleri bir, mücadele üslupları birdir; usulleri erkanları bir, hedefleri bir. Çünkü onlar Allah’ın elçileridir. Çünkü onları terbiye eden ve görevlendiren Azîz ve Celîl olan Allah’tır.
Kur’ân’ın kıssalarla ilgili genel üslubu, bir kıssayı giriş, gelişme ve sonuç şeklinde yekpare olarak anlatmak değildir. Kur’ân genellikle peygamberlerin kıssalarını bağlamın gerektirdiği mahiyette ve miktarda söz konusu eder. Bundan dolayı biz bir kıssanın bağlama göre Kur’ân’ın çeşitli surelerine serpiştirildiğini görürüz. Oysa bu surede anlatılan Yusuf kıssası Peygamber Efendimize tek celsede iniyor. Bu çok enteresan. Kur’ân, genel üslubunu bu surede terk etmiştir. Kur’ân’ın giriş, gelişme ve sonuç şeklinde bir konuyu başından sonuna kadar anlattığı tek sure Yusuf suresidir. Kıssada muhteşem bir akış, insanı derinden etkileyen bir aksiyon göze çarpar. Okuyucuyu düşündürmek ve olayın içine çekmek için kıssa anlatılırken olayın bazı kareleri düşürülür. Bu da insanın düşünce ve hayal gücünü devreye sokar, insanı adeta bir girdap gibi içine çeker ve adeta olayın parçası kılar. Ve insan Mushaf’ın kapağını kapattığında kıssanın mesajı adeta insanın hayatının bir parçası olur. Yani insan düşünerek ve kendini vererek bu kıssayı okuduğunda kıssa ile kendi ruhu arasında bir med-cezir yaşar.
Aslında Kur’ân’daki bütün surelerde bu duygu benzer şekilde tecrübe edilirken bu durum Yusuf suresinde daha da belirgindir.
Yusuf kıssası da bir bakıma sabrettikleri takdirde Peygamberimize ve ashâbına, Hz. Yusuf’a verilmiş olan mükâfatın bir benzerinin verileceğini ve müşriklerin kendilerine boyun eğeceğini müjdelemektedir. Belki de kıyamete kadar; Peygamberlerin, Hz.Muhammed’in (sav), ashâbının, şehitlerin ve salihlerin yolu olan sırat-ı müstakime sımsıkı uyan bütün Müslümanları da müjdeliyor.
َ ين ٖ ق َّ ت ُ لْم ِ ةُ ل َ ب ِ اق َ الْع َ و Yani “Sen doğru dur. Eğri eninde sonunda belasını bulur.”
Eninde sonunda güzel son muttakilerindir:
Hz Yusuf'un , onların tuzaklarını benden uzaklaştırmazsan onlara meyl eder ve cahillerden olurum sözü çok büyük bir mana daha ifade ediyor: Allah'a her konuda dua etmemiz gerektiği gibi iffetimizi koruyacak azmi kararlılığı ve basireti vermesi için de her daim duacı olmamız gerekir.....