Jack Shepard ormanda gözlerini kapayalı 10 sene olmuş ama ben çok utanarak Sawyer'ın okuduğu kitapları yeni elime alıyorum.
Lost'u andım sürekli okurken, kapak, kulübe, çark, Desmond, Dharma.... Ama en çok ada... Burada gel-git nedeniyle olsa da yine bir görünür/görünmez ada...
Faustine karakteri isim olarak hoş bir atıftı. Daha iki gün önce Masumiyet'i seyrettiğimden midir nedir karakter fazlasıyla Uğur gibi geldi bana. Yazar ve Morel de Bekir ile Yusuf. Aslında ikisi de Bekir sonuçta.
Morel - Moreau benzerliği de çok hoştu. Yine bir ada, yine bilim etiği ve var olma/var etme sorunsalı...
"En güzel anı saklama" arzusuna dayanan roman o kadar incelikli, mantıklı, felsefesi sağlam kurgulanmış ve yazılmış ki hayran olmamak elde değil.
Tüm soruları cevaplayıp nesnenin görüntüsü ile kendisi çakışınca ne olacağını sorması beni yine the constant'a götürdü engel olamadım kendime.
Pandemi sürecinde sıkça duyduğumuz Thomas Maltheus'dan bahsedilmesi de garip bir tesadüf oldu bana.
Okunmayı hakeden muazzam bir roman...