İlk öncelikle bu kitabı nasıl okumaya başladığımdan bahsetmek istiyorum. Şans eseri filmi karşıma çıktı ve başrollerinde Leonardo Dicaprio'yu görünce, önce eseri okuyup sonrada filmini izlemeye karar verdim. Şimdi hem eseri okumuş hemde filmini izlemiş biri olarak bir kaç şey söyleyeceğim.
Öncelikle kitabın kapağında dikkatimi çeken "Caz Çağı" nedir? Onu ufak bı araştırdım. Caz Çağı, 1920'lerde ve 1930'larda caz müziğinin ve dans tarzlarının ülke çapında hızla popülerlik elde ettiği dönemdir. Caz Çağı'nın kültürel yansımaları öncelikle cazın doğduğu yer olan Amerika Birleşik Devletleri'nde hissedildi. Bu eserde Caz Çağı'nı çokça yansıtmaktadır.
Eserde Gatsby adında bir milyonerin 5 yıl önceki sevgilisi Daisy'ye olan saplantılı aşkını ve ona kavuşma arzusunu anlatır. Eser Daisy'nin kuzeni, Gatsby'nin yan komşusu olan Nick'in ağzından anlatılır. Bununla birlikte Gatsby'in şatafatlı, kalabalık hayatındaki yalnızlığından, yasadışı şekilde para kazanmasından da bahsedilir. Eserin ilk bölümleri sıkıcı ve durağan ilerliyor. Sonrasında olay örgüsü açılıyor. Filmi ise daha canlı, olay örgüsü daha geniş, keyifli bir filmdi. Bence filme uyarlanacak derece de güzel bir eser değildi. Fakat filmi izlenilmeye değecek derecede güzeldi. İlk defa okuduğum bir eserin, filmini daha iyi buldum. Kitabı şiddetle tavsiye etmesem de filmini tavsiye ediyorum.