Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Musa'nın Mücahiti

Ergün Poyraz

Musa'nın Mücahiti Sözleri ve Alıntıları

Musa'nın Mücahiti sözleri ve alıntılarını, Musa'nın Mücahiti kitap alıntılarını, Musa'nın Mücahiti en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ülker’den Bir İlk Daha
18.07.2006 tarihinde Ülker’in İnternet sitesinde, “Kolesterolü düşürmenin doğal yolu Benecol, 22 ülkeden sonra şimdi Türkiye’de…” başlıklı yazıyla yeni ürününü şöyle tanıtıyordu: “Yıllardır tüketicilerin beklenti ve ihtiyaçlarını en üst düzeyde karşılama misyonu ile hareket eden Ülker, sonsuz tüketici mutluluğu hedefi ile çalışmalarına sürekli hız veriyor. Sağlıklı ve kaliteli ürünler sunmak ilkesinden asla vazgeçmeyen Ülker, bu gaye doğrultusunda önemli bir sosyal sorumluluk bilincinin oluşmasına da öncülük ediyor. Son girişimi ile fonksiyonel gıda sektörüne giren ve kolesterol düşürücü Kalbim Benecol ürün serisi ile kalbinizin en büyük dostu olmaya hazırlanan Ülker, gıda sektöründe bir atılıma daha imza atıyor.
Aykırı Bir Doğum
Bülent Arınç, 1948 yılında sıcak bir mayıs ayının 25’inde Bursa’da dünyaya geldi. Arınç, doğumuyla da her insan gibi olmayacağının, aykırı cephede yer alacağının işaretlerini veriyordu. Arınç’ın doğumu sıradan bir doğum değildi, önce bacakları görünmüş, paniğe kapılan doğumdakiler, onu ana karnında düzeltmeye çalışmışlarsa da becerememişler, bacaklarından tutarak çekip çıkartmışlardı.
Reklam
Atatürkçü(!) Cumhuriyet Gazetesi, İslamcı-Muhafazakâr Ülker, İmparator olmayı; Türk illerini silkelemek, Müslümanları titretmek ve İstanbul’u Bizans yapmak için isteyen Mason Mozart… Ne üçlü ama…
Anlamak mümkün değil
Batuhan Çolak, Bülent Arınç’ın Şehit ailelerine randevu vermeyip, PKK’ya yardım ve yataklık yapanlarla ilgilenmesine anlam verememiş, “Anlamak mümkün değil” diyerek bir yazı kaleme almış, okuyalım: “Değerli okuyucular, dün haberlere göz gezdirirken ilginç bir habere takıldım. Haberi kısaca özetlemek gerekirse; F tipi cezaevinde yatan Behiç Aşçı isimli mahkûm 265 gündür ölüm orucu tutuyor ve bu nedenle sağlık durumu kötüye gidiyor. Bunun üzerine de TBMM Başkanı Bülent Arınç harekete geçiyor. Behiç Aşçı’nın durumuna üzülen TBMM Başkanı (tam da Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları alevlenmişken) tüm basını toplayarak ölüm orucundaki Behiç Aşçı’nın annesi ve beraberindeki sivil toplum kuruluşları ile kameraların karşısına geçiyor. Bülent Arınç, F tipi cezaevlerini protesto etmek için ölüm orucu tutan Behiç Aşçı’nın eyleminden bir an önce vazgeçmesini istiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor; “Türk kamuoyu bir an önce Behiç Aşçı’nın sağlıklı bir şekilde aramıza dönmesini istiyor. Behiç Aşçı’nın hayatı söz konusudur ve herkes bu konu üzerine eğilmelidir. Yaşama hakkı kutsaldır. Bu duruma Meclis’in duyarsız kalması söz konusu değildir.”
Tayyip Genelevde 3
Tayyip’in derdi onları değil, onlardan alacağı oylarla kendini kurtarmaktı. O gün genelevde bir dram yaşanıyordu. Bazı kadınlar ağlıyordu. Birinin sözü Erdoğan ve arkadaşlarına propaganda malzemesi olacaktı. “Başkan sen bizi kurtaramazsın. Bize senet imzalattılar. Ne kadar olduğunu bilmiyorum. 13 yaşında bu tuzağa düştüm. O gün bugündür borç ödüyorum. Şimdi bir küçük kızım var, sen onu kurtar...” 26 Aralık 1993 tarihinde Sabah Gazetesi’nde Nuriye Akman ile yaptığı röportajda Genelevleri kapatma konusunda kesin kararlı olduğunu söylüyordu. Kendi nefsi için istediğini başka nefisler için de isteyeceğini anlatan Erdoğan, “Sizin istemediğinizi onlar istiyorsa” şeklindeki soruyu da “Ona şunu sorarım. Siz kızınızın, eşinizin böyle bir yerde sermaye olarak kullanılmasına müsaade eder misiniz? Bu bir kadın sömürüşüdür. Ben buna evet dersem ne insanlığa bunun hesabını verebilirim, ne de beni yaratan rabbime...” Akman, “Sorun genelev kapatmakla çözülebilecek mi” şeklinde bir soru yöneltiyor, Erdoğan onu şöyle yanıtlıyordu:
Vekile Yağıyor, Vatandaşa…
22 Şubat 2007 tarihinde Antibürokrasi adlı İnternet sitesinde “Kamuoyuna yansımaması için” başlıklı yazıda, İbrani asıllı AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar Göksel’in dişlerine vidalı tedavi uygulanması ile ilgili bilgiler yer alıyordu: “Bülent Arınç ile ilgili epey yazı yazdım, kendisi milletin parasını çarçur eden, TBMM personeli memura, milletvekillerine halkın aleyhine haksız yere çıkar sağlamayı huy haline getirmiş garip bir insan. Bir de haktan, adaletten bahsetmesi yok mu, insanı çileden çıkarıyor. Birbiriyle bağlantılı birkaç haber okudum ve ellerindeki devlet imkânlarını kendi çıkarları, cepleri, akrabaları, ahbapları için nasıl fütursuzca kullandıklarına, bu konuda uzman olmama rağmen bir kere daha dehşetle şahit oldum. Şu haber 2005 yılına ait, bakın Bülent Arınç güya vekillerin sağlık harcamasından şikâyet ediyordu. Tarih; 16 Haziran 2005: Hatıra olarak saklıyorum, bir arkadaşımız alt-üst çenesini tamamen implant yaptırdığını söyleyince diş hekimleri isyan ettiler. 2 ayda bir gözlük değiştirenler, 30 kalemden 40 kutu ilaç yazdıranlar…
Reklam
Özal’ın Şortunu Öpermiş
Vakit Gazetesi yazarlarından Ahmet Selim’in kitabında Arınç’ın, “Özal’ın şortunu öperdim” dediği sözleri şu şekilde yer alıyordu: “Lider dediğin Özal gibi olur. O şortla askeri teftiş etti. Hayatta olsa onun şortunu öperdim” Arınç, Köln’de yaptığı konuşmada şunları söylüyordu: “Batının demokrasi anlayışı helvadan putlar gibi, acıkınca yiyorlar. Cezayir örneğini karşımıza getirenlere, bu iş partiyle olmaz diyenlere, siyasetle olmaz diyenlere, şunu diyoruz. Cezayir 1880’de bağımsızlığını kazandı. Postallardan daha yeni kurtuldu. Postal’a kimse güvenmesin” Konuşmasında kendince Silahlı Kuvvetler’e övgüler düzdükten sonra şöyle konuşuyordu: “Refah Partisi iktidara gelince ordu esas duruşa geçip selam duracak…” Bu sözlerle yetinmeyen Arınç, tanklara meydan okuyacağını da vurguluyordu: “30 tonluk tankın karşısında 30 kiloluk cüssesiyle Çin’li duracak ta, ben duramayacağım ha şaşarım akıllarına… Kimin malını kimden kaçırıyorsunuz? Dört tane adam çıkacak, keyfim istedi diyecek, demokrasiye karşı çıkacak ve biz duracağız ha… Yeni sömürgelikten kurtulmuş Cezayir değiliz biz. Biz kendi inancımıza bakıyoruz. Cezayir’in geçirdiği süreci biz kırk yıldır geçiriyoruz. 46’da yaptığınız farklı mıydı? 60’da yaptığınız farklı mıydı? 71’de yaptığınız müdahale faklı mıydı? 80’deki ihtilal farklı mıydı? Koskocaman bir tecrübe var arkamızda…” Dün böyle kükreyen Arınç, Genelkurmay bildirisinin ardından kayıplara karışıyor, ortalıkta gözükmüyordu.
Müslüman-Yahudi Savaşı
AKP Manisa Milletvekili Bülent Arınç, 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi “Şeref Madalyalarımız” dediği konuşmalarında "Yahudiler" için şöyle diyordu: “…Şöyle bir hadisi şerif var, Müslümanlarla Yahudiler harp etmedikçe kıyamet kopmayacaktır. Bu harpte Müslümanlar galip gelecektir, öylesine galibiyet ki, Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak, ağaçlar haber verecektir, “Ey Müslüman arkama Yahudi saklandı gel onu öldür” diyeceklerdir.” Seçimlerde insanlarımızdan oy almak için böyle konuşan Bülent Arınç, istedikleri oyları aldıktan ve meclis başkanı olduktan sonra, Yahudilerle ilgili düşüncelerini tamamen değiştiriyordu. Bülent Arınç, 26 Mayıs 2005 tarihinde TBMM Başkanı sıfatıyla Washington’da Musevi Toplumu ve ATAA temsilcileriyle bir araya geliyordu. Arınç Musevi başkanlara övgüler yağdırıyordu. Meclis’in İnternet sitesinde Musevilerle buluşma şöyle aktarılıyordu: “ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Dennis Hastert’ın davetlisi olarak Washington’a gelen TBMM Başkanı Bülent Arınç, Musevi toplumu temsilcileri ve Türk-Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) yetkilileriyle ayrı ayrı bir araya geldi...
(ATAA) Assembly of Turkish American AssociationsKitabı okudu
Patrikhane
Bülent Arınç, Fener Rum Patrikhanesi hakkında Köln’de yaptığı konuşmada; “Patrikhane Türkiye’nin bağrına saplanmış bir hançerdir” diyordu. AKP hükümeti iktidara geldiğinde ise Patrik’e koruma arabaları veriliyor, ekümenikliği adeta tanınıyor, Papa’yı davet etmesine göz yumuluyordu. Yapılanlar bununla da kalmıyor, hiçbir cemaati olmayan dandik Rum kiliselerinin çevresindeki evler için yıkım kararı çıkarılarak, bu kiliselerin çevreleri açılıyordu. Patrikhane’nin gerçekleştirdiği “Şeriat” mahkemesine bile seyirci kalınıyordu. Bunun yerine camiler kiliseye çevriliyor, Kur’an kursları yıkılıyordu.
Amerikan Köpekleri
Bülent Arınç, partisi iktidar olmadan önce her fırsatta ABD’yi sert bir şekilde eleştiriyor, bu ülkeye ağır hakaretler yağdırıyordu. Böylece Amerikan karşıtı insanlarımızın oylarını almayı hedefliyordu. İktidar olduktan sonra ise Amerika’nın en sadık dostları oldukları ortaya çıkıyor, Iraklılara ve Irak’taki Türklere demokrasi vaadi ile ölüm yağdıran Amerika’nın bir dediğini iki etmiyorlardı...
43 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.