Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Musa'nın Mücahiti

Ergün Poyraz

Musa'nın Mücahiti Gönderileri

Musa'nın Mücahiti kitaplarını, Musa'nın Mücahiti sözleri ve alıntılarını, Musa'nın Mücahiti yazarlarını, Musa'nın Mücahiti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Tayyip Genelevde 3
Tayyip’in derdi onları değil, onlardan alacağı oylarla kendini kurtarmaktı. O gün genelevde bir dram yaşanıyordu. Bazı kadınlar ağlıyordu. Birinin sözü Erdoğan ve arkadaşlarına propaganda malzemesi olacaktı. “Başkan sen bizi kurtaramazsın. Bize senet imzalattılar. Ne kadar olduğunu bilmiyorum. 13 yaşında bu tuzağa düştüm. O gün bugündür borç ödüyorum. Şimdi bir küçük kızım var, sen onu kurtar...” 26 Aralık 1993 tarihinde Sabah Gazetesi’nde Nuriye Akman ile yaptığı röportajda Genelevleri kapatma konusunda kesin kararlı olduğunu söylüyordu. Kendi nefsi için istediğini başka nefisler için de isteyeceğini anlatan Erdoğan, “Sizin istemediğinizi onlar istiyorsa” şeklindeki soruyu da “Ona şunu sorarım. Siz kızınızın, eşinizin böyle bir yerde sermaye olarak kullanılmasına müsaade eder misiniz? Bu bir kadın sömürüşüdür. Ben buna evet dersem ne insanlığa bunun hesabını verebilirim, ne de beni yaratan rabbime...” Akman, “Sorun genelev kapatmakla çözülebilecek mi” şeklinde bir soru yöneltiyor, Erdoğan onu şöyle yanıtlıyordu:
Ermenistan’ın Üzerine Bir Bomba
Arınç, hep Müslümanların kanlarının döküldüğünden bahisle Ermenistan’ın bombalanmasını, Sırp mevzilerinin bombalanmasını diliyordu. Arınç, şimdi kapısından ayrılmadığı çok samimi dost olduğu Amerika için; “Amerika ve yandaşları kendilerini efendi, bütün İslam ülkelerini köle görüyor” diyordu. “Bir ülkenin başındaki bir insanın mazeretine bakınız, Clinton bana gece yarısı telefon etti Irak’ı bombalamak istediğinden bahsetti, ben de kendisini kıramadım, bu bir mazeret midir, hayır bu söz fevkalade utanç verici bir olaydır. Kırılamayan sadece Clinton mu olmalı, sizin de bir hakkınızda varsa bir günde sizi kıramasınlar, Bosna’da her gün kesilen kanları dökülen Müslümanlara karşı bir on dakika Sırp mevzilerini bombalasalar olmazdı, bir günde Azerbaycan’da yurtlarından topraklarından sürülen annelerinin gözleri önünde katledilen çocuklara karşı Ermenistan’ın üzerine üç dakika bir bomba atılsa ve sizin hatırınız da gözetilse mümkün değil mi?
Reklam
...Arınç’ın Vuslat gerçekleşsin çağrısının ardından, DP Genel Başkanı Mehmet Ağar da “Şimdi gurbette olan, hasta olan Fetullah Gülen bu hayalin mimarıydı. Hayali gerçekleşti” sözleri ile Arınç’a destek veriyordu.
Mehmet AğarKitabı okudu
Fethullah Gülen Benim Dostum
FP Grup Başkanvekili sıfatıyla konuşan Bülent Arınç, Fetullah Gülen’in DGM’de açılan davada beraat edeceğini söyleyerek, ona sahip çıkıyordu. Arınç, Fetullah Gülen hakkında da 312. madde nedeniyle gıyabi tutuklama kararının verildiğini kaydederek, “Türk milletinin yetiştirdiği ender şahsiyetlerden biri, faaliyetlerinde suç unsuru olmamıştır. Biz bu iddiaların boş çıkacağını ve yargıda aklanacağını çok iyi biliyoruz” diye konuşuyordu. “Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel’i de eleştiren Arınç, “Bu tür davaları açmaya meraklı, hele hele bazı davaları abartarak, büyüterek, sansasyonel hale getiren” Yüksel’in açtığı davaların yüzde 80’inin beraatla sonuçlandığını savunuyordu. Ancak dava açılmadan önce sağlık sorunlarını bahane ederek ABD’ye göçen Fetullah Gülen aradan geçen bunca yıla rağmen Türkiye’ye dönmüyor, Allah’ın korumasından, CIA ve FBI’ın kanatları altına giriyordu…”
Bülent ArınçKitabı okudu
Arınç’tan DEP’lilere Yemek ve Sarı Kırmızı Yeşil
24 Ekim 2004 tarihinde, Kapatılan DEP’in eski milletvekilleri Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak’ın, Meclis Başkanı Bülent Arınç’la bir araya geldiği, Zana, Dicle, Doğan ve Sadak, Bülent Arınç’ı Çankaya’daki Meclis Başkanlığı resmi konutunda ziyaret ettiği ortaya çıkıyordu. TBMM Başkanı Bülent Arınç, iki hafta önce kendisine ziyarette bulunmak için randevu talebinde bulunan eski DEP’lilere, Şehit Annelerinden esirgediği randevuyu hemen veriyor ve aynı gece bizim üç büyük önderimiz var; Abdullah Öcalan, Celal Talabani ve Mesut Barzani diyen Leyla Zana ve arkadaşlarına milletin kesesinden yemekli davet veriyordu...
Anlamak mümkün değil
Batuhan Çolak, Bülent Arınç’ın Şehit ailelerine randevu vermeyip, PKK’ya yardım ve yataklık yapanlarla ilgilenmesine anlam verememiş, “Anlamak mümkün değil” diyerek bir yazı kaleme almış, okuyalım: “Değerli okuyucular, dün haberlere göz gezdirirken ilginç bir habere takıldım. Haberi kısaca özetlemek gerekirse; F tipi cezaevinde yatan Behiç Aşçı isimli mahkûm 265 gündür ölüm orucu tutuyor ve bu nedenle sağlık durumu kötüye gidiyor. Bunun üzerine de TBMM Başkanı Bülent Arınç harekete geçiyor. Behiç Aşçı’nın durumuna üzülen TBMM Başkanı (tam da Cumhurbaşkanlığı seçimi tartışmaları alevlenmişken) tüm basını toplayarak ölüm orucundaki Behiç Aşçı’nın annesi ve beraberindeki sivil toplum kuruluşları ile kameraların karşısına geçiyor. Bülent Arınç, F tipi cezaevlerini protesto etmek için ölüm orucu tutan Behiç Aşçı’nın eyleminden bir an önce vazgeçmesini istiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor; “Türk kamuoyu bir an önce Behiç Aşçı’nın sağlıklı bir şekilde aramıza dönmesini istiyor. Behiç Aşçı’nın hayatı söz konusudur ve herkes bu konu üzerine eğilmelidir. Yaşama hakkı kutsaldır. Bu duruma Meclis’in duyarsız kalması söz konusu değildir.”
Reklam
Ülker’in Ermeni Ortakları
Ülkerlerin Amerikalı, Alman, Yahudi, Rum ortaklarının yanında Ermeni ortakları da yer alıyordu. Doğan Matbaacılık Ambalaj Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi adı altında faaliyete geçirdikleri şirketteki Ermeni ortakları şu isimlerden oluşuyordu: Dikran Mihran Acemyan Dikran Acemyan Fotini Acemyan Aynı şirketteki diğer ortakları ise; Karabet Kalender, Vahram Serap, Sevim Bardakçı, Sebahattin Saraç, Yener Mehmet Sonuşen’den oluşuyordu. Ermeni Azeri savaşında Ermenilere Ülker grubundan 18 ton malzeme gönderiliyor, bu malzemenin çikolata olduğu iddia ediliyordu. Savaşın ortasında Azeriler ekmek bulamaz. Bir milyon savaş kaçkını açlık ve sefaletle pençeleşirken, Ermeniler, Ülkerler sayesinde çikolata dağlarına kavuşuyorlardı...
Şerefe Ülkerler Şerefe
Önce güneş hava su sonra bol gıda gelir, akşama babacığım unutma Ülker getir.” Çocukluğumuzda Televizyon reklamlarında sıkça bu sözleri dinlerdik. Herhalde bundan sonra reklamlarında “akşama babacığım Ülker yerine Efes getir” sözleri yer alacak. İnançlı saf insanlarımıza alkol satan dükkânların önünden geçmenin ne denli günah olduğu anlatıldı. İnsanlar hasta çocuklarına bile alkol satan dükkânlardan kızamık şekeri almadı. Dükkânlar ve üretilen gıda maddeleri İslami ve İslami olmayan diye ikiye ayrıldı. Hep belli markalar camilerde belli kesimlerin imamlarınca dikte ettirildi.
Atatürkçü(!) Cumhuriyet Gazetesi, İslamcı-Muhafazakâr Ülker, İmparator olmayı; Türk illerini silkelemek, Müslümanları titretmek ve İstanbul’u Bizans yapmak için isteyen Mason Mozart… Ne üçlü ama…
İmparator olmak istiyorum Silkelemek istiyorum Doğu’yu, Titretmek istiyorum Müslümanları, Konstantinopolis benim olmalı…” Mozart
Reklam
Türk ve İslam Düşmanı Mason Mozart Ve Ülker
Hürriyet Gazetesi’nden Mason Doğan Hızlan, 2 Mart 2006 tarihli “Mozart Günleri” başlıklı yazısında; Ülker grubunun Türk ve İslam düşmanı mason Mozart’ın kutlamalarına verdiği desteği şu sözleri ile anlatıyordu: “Ülker Müzik Günleri’nin bu yılki adı: “Mozart’la Sonsuzluğa Yolculuk” Wolfgang Amedeus Mozart’ın doğumunun 250. yılında, konserler, etkinlikler 11 ile 13 Mart 2006 arasında gerçekleştirilecek…” Doğan Hızlan’ın yazısından açıkça görüldüğü gibi, Türk ve İslam düşmanı mason Mozart’ı kutlama günlerinin finansmanını “Ülker” firması karşılıyordu.
45 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.