Mutlu Prens

Oscar Wilde

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Kimsin sen," diye sordu ona. "Ben Mutlu Prens'im." ". Niye ağlıyorsun öyleyse, beni sırılsıklam ettin." "Hayattayken, bir insan yüreğim varken," diye yanıtladı heykel, "bilmiyordum gözyaşlarının ne olduğunu. Çünkü üzüntünün yasaklandığı Sans-Souci Sarayı'nda yaşıyordum. Gündüzleri bahçede arkadaşlarımla oynardım; geceleri Büyük Salon'da dans ederdim. Bahçenin çevresinde çok yüksek bir duvar vardı, ama hiçbir zaman, duvarın arkasında ne olduğunu soracak kadar merak etmedim. Her şey o kadar güzeldi ki. Saraylılar Mutlu Prens derlerdi bana. Zevk duymak mutluluksa, mutluydum gerçekten. Böyle yaşayıp, böyle öldüm. Öldükten sonra, beni yüksek bir yere koydular. kentimin bütün yoksulluğunu, bütün çirkinliklerini görebileyim diye. Yüreğim kurşundan olsa bile, ağlamaktan başka çarem yok." "Ne! Yüreği altından değil mi?" diye geçirdi içinden küçük Kırlangıç.
Sayfa 15 - Evrensel basım evrensel çocuk kitaplığıKitabı okudu
Bütün istediğim senden, yaptıklarımın karşılığında sadık bir âşık olarak kalman. Çünkü Aşk, daha bilgedir Felsefe'den, o bilge olsa bile; ve daha güçlüdür Güç'ten, o güçlü olsa bile. Ateş rengindedir kanatları, gövdesi ateş renginde. Baldan tatlıdır dudakları ve soluğu taptaze kokar."
Reklam
"Ah, mutluluk dedikleri şey nasıl da küçük şeylere bağlı Bütün yazdıklarını okudum bilgelerin. Felsefenin bütün gizlerini biliyorum. Ama bir kırmızı gül yüzünden mutsuzum." "İşte, gerçek bir aşık," dedi Bülbül, "her gece onun türküsünü söyledim, hiç tanımasam da; geceler boyunca öyküsünü yıldızlara anlattım. Şimdi görüyorum onu. Saçları sümbül çiçeği gibi koyu, dudakları aradığı gül kadar kırmızı. Ama tutku, yüzünü fildişine döndürmüş, üzünç kaplamış baştan başa yüzünü."
Sayfa 41 - Gül ile bülbülKitabı okudu
"Aşık dediğin böyle olur," dedi Bülbül"Benim şakıdığım, acıları onun; bana sevinç veren, ona acı veriyor. Aşk mutlaka harika bir şey. Zümrütlerden değerli, opallerden güzel. Ne inciler, ne nar taneleri satın alabilir onu, ne de çarşıda satılır. Ne tüccarlar satabilir, ne altın terazisinde tartılabilir."
Sayfa 42 - Gül ile bülbülKitabı okudu
Ama öyle bir an geldi ki, öleceğini anladı. Prens'in omzuna son bir kez daha uçacak gücü kalmıştı ancak. "Hoşça kal sevgili Prens," diye mırıldandı, "elini öpmeme izin verecek misin?" "Sevindim, sonunda Mısır'a gideceğine sevgili Kırlangıç. Burada çok oyalandın, ama dudaklarımdan öp beni, çünkü seni seviyorum." "Mısır'a gitmiyorum," dedi Kırlangıç, "Ölüm'ün evine gidiyorum. Ölüm, Uyku'nun kardeşidir, öyle değil mi?" Ve Kırlangıç, Mutlu Prens'i öper öpmez öldü, ayaklarının dibine düştü. Tam o sırada, bir şey kırılmışçasına, heykelin içinden tuhaf bir ses geldi. Mutlu Prens'in kurşun yüreği ikiye ayrılmıştı
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.