Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nasıl Müslüman Olduk

Erdoğan Aydın

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Kendi dini adına bunca vahşetin, işgalin, komplonun, çirkefin, insanlık ayıbının yapılmasına gözyumabilecek bir tanrı fikri nasıl kabul edilebilir?
Kendi dini adına bunca vahşetin, işgalin, komplonun, çirkefin, insanlık ayıbının yapılmasına göz yumabilecek bir tanrı fikri nasıl kabul edilebilir?
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Öyle ki, atalarımızı öldüren Arap komutanlarının isimlerini çocuklarımıza veriyorduk. "Dinimizin yayılmasıdır" diye çoğu zaman insan olarak bile değil, düpedüz ''kafir" olarak belletilen atalarımızın yenilgilerine sevinir hale getirilmiştik. İşgaller ''fetih'', talan savaşları ''gaza'', Arapların kendi doğrularını kılıç zoruyla dayatması da, ''hidayete erdirmek'' olarak aktarılıyordu yabancılaştıran bilinçlerimize.
Yoksa birilerince, hatta doğrudan kendimizce kandırılıyor olmayalım?.. Ve bu sorgulamanın hemen sonrasında ayağa kalkacak insanlık vicdanımızın onurlu sesine kulak verelim. Hangi cennet, hangi cehennem başka ülkeleri işgal etmeye, insanları kendi yurtlarını savunuyorlar diye katletmeye, çocuklara köle, kadınlara cariye diye el koymaya, çapul sürüleri gibi mallarını yağmalamaya yeterli neden oluşturabilir?..
Sayfa 175 - Literatür Yayınları
Arapların, Türkleri zorla müslümanlaştırması
Kuteybe bütün vasıtaları kullanarak yerli halkı islama girmeye mecbur etmiştir.Ancak gelin görün ki bütün çabalara rağmen Türklerin islam dinine kendi arzuları ve samimi olarak girmeleri mümkün olmuyordu.Buhara halkı,bu zorlamalar sonucu zahirde Müslüman imiş gibi görünüyorlarsa da gerçekte putlara tapıyor ve ataların dininden bir türlü vazgeçmiyorlardı. Buharalıları doğrudan denetim altına almak amacıyla herkese,evinin yarısını Araplarla paylaşma zorunluluğu getirilir.Ev içi özgürlükleri bile yok edilen Türkler,evlerine yerlestirilen bu zoraki misafirler aracılığıyla birebir kontrol altına alınırlar.İslami kurallarla yaşamadığı anlaşılanlar ağır cezalara uğratılırlar. Gelin görün ki bu insanlık ahlakı açısından hiçbir şekilde mazur görülemez durum.
Bu noktada ciddi bir handikapla karşı karşıyayız. Kuteybelerin uyguladığı yollardan gerçekleştirilen bir hidayetin vicdanını sokağa atmamış bir insanın sindiremeyeceği açık. Hakeza Kuteybe gibilerini "kahramanı" olarak tanımlayan bir dinsel kavrayışın çağdaş insanlık değerleriyle uyum sağlayamayacağı da...
Sayfa 82
Reklam
horasan valisi yezidin cürcan şehrini işgal ettikten sonra yaptıkları..
Fatih Arap komutanı şehre girince şehrin bütün erkeklerinin bir araya getirilmesini emretti. Gençlerini esir aldı. Eli silah tutanların hepsini kılıçtan geçirdi. Geçeceği yolun sağ ve -soluna 4 fersah (24 kilometre) uzunluğunda bir mesafeye darağacı diktirerek bu Türkleri astırdı. Diğer taraftan şehri Araplara istedikleri gibi yağma ettirmeyi de ihmal etmedi. Şimdi sıra Allah'a verdiği sözü yerine getirmeye gelmişti. Bu maksat için de 12 bin kişi ayırdı. Onları Cürcan'ın vadilerinden biri olan Enderhiz'e doğru sevk etti. Akibetlerinin ne olacağından ve niçin toplandıklarından tamamen habersiz olan bu zavallılar Enderhiz vadisine gelince orada durduruldular. Ondan sonra Yezid yanındaki Arap askerlerine dönerek: "Bunlardan intikamını almak isteyenler alsın!'' emrini verdi. Enderhiz vadisinde kendilerini müdafaa edecek en küçük bir silahları bile olmayan bu esir Türklere Araplar büyük bir hışımla saldırdılar. Her Arap bir hamlede 4-5 Türkün birden işini bitiriyordu. Yezid 12 bin kişiyi böyle feci bir şekilde kılıçtan geçirdikten sonra tepeler gibi yığılıp kalan bu kafa, kol ve gövdeler üzerine doğru suyun mecrasını değiştirdi. Bu kan nehri ilerideki bir değirmene ulaşıyordu. En sonunda Yezid, bu kanların öğüttüğü unlardan yapılan ekmeklerden yedi. Böylelikle Allah' a verdiği sözü yerine getirmiş oluyordu. Kaynaklarda Yezid'in sadece Cürcan'da öldürdüğü kimselerin sayısının 40 bin kişiden fazla olduğu kaydedilmiştir.
Sayfa 102Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.