(..) nasıl ki pencerenin dışında gördüğüm ağaçlar bitki değil, toprağa kök salmış varlıklarsa, kitaplar da bana dükkandan alınmış şeyler gibi değil, evin içindeki varlıklarmış gibi gelirdi.
(..) insan hayatında bir noktaya gelindiğinde çirkinle güzelin aşağı yukarı aynı amaca hizmet ettiğini, bakılan herhangi bir şeyin gemlenemeyen bedensel duyularla zihnin bölük pörçük parçalarının asılacağı bir kanca olduğunu artık biliyordu.
(...) insan hayatında bir noktaya gelindiğinde çirkinle güzelin aşağı yukarı aynı amaca hizmet ettiğini, bakılan herhangi bir şeyin gemlenemeyen bedensel duygularla zihnin bölük pörçük parçalarının asılacağı bir kanca olduğunu artık biliyordu.