Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nietzsche ve İslam

Roy Jackson

Nietzsche ve İslam Gönderileri

Nietzsche ve İslam kitaplarını, Nietzsche ve İslam sözleri ve alıntılarını, Nietzsche ve İslam yazarlarını, Nietzsche ve İslam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
232 syf.
9/10 puan verdi
Nietzsche ve İslam
Kitap genel itibari ile bilgi yüklü bir kitap bir çok kaynaktan alıntı yapılmış objektif bir bakış açısı sunmuş okurlara. Akıcılık kitabın bazı bölümlerinde güzel ama bazı bölümlerinde kendini kaynaklara bıraktığı için sıkılabilirsiniz. Yazar kitap başlığında bana göre kurnazlık yapmış çünkü Nietzsche nin bakış açısı ve düşüncesinden daha çok farklı felsefe düşüncelerine yer vermiş bu aslında iyi birşey fakat kapağa aldanıp komple Nietzsche nin bakış açısı olarak değerlendirilmemeli. Kitap okumaya değer bir kitap.
Nietzsche ve İslam
Nietzsche ve İslamRoy Jackson · Sitare Yayınları · 20107 okunma
İnancın Ortak Motifi
& ''Böyle Buyurdu Zerdüşt'' ün girişinde, peygamber bir mağaradaki on yıllık inzivadan sonra insanların yanına gelir ve onların mağlup edileceğini açıklar. Hz Muhammed de bir mağarada yıllarını geçirmiş ve yeni bir mesaj bildirmek için insanların yanına gelmiştir. Yükseklerde inzivaya çekilme ve devamında aydınlanma ve açıklama yapma teması, dini inancın ortak motifidir. &
Sayfa 211 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Reklam
Toplumun laikleşmesi dini önemsizleştirmez...
İslam, laikliğin din karşıtı bir ideoloji olarak algılanması anlamında ''laik'' değildir; İslam, toplumun her kesimine bir doktirini kabul ettirmeye çalışan bir zorlayıcıda değildir. Belki de bir İslam devletinin daha kesin bir tanımı; ''laikleşmenin'' farklı seviyelerinde var olabilen, bir zaman onunla örtüşen, bir süre sonra laikliğin tüm seviyelerini tecrübe eden bir devlet olabilir. Toplumun laikleşmesi dini önemsizleştirmez, dolayısıyla, ruhani olan dünyevi amaçlar için kullanılabilir.
Sayfa 209 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Mekke ve Medine Arasındaki Fark
Medine daha tarımsal ve daha az ticaret odaklı bir toplumdu. Ana kabileleri Evs, Hazreç ve Yahudiler, sınırlı yer ve kaynak problemi yüzünden sürekli birbirleri ile savaşıyordu; insanlar daha az yerleşik ve Mekkelilerden daha çok göçebe özelliklere sahiptiler. Dahası, Medine idollerle daha az ilgiliydi ve önemli bir Yahudi toplumuna sahip olduğu için, soyut bir Tanrı kavramına ve buna bağlı olan Semavi dinlere yabancı değillerdi. Mekkeliler, çeşitli sebepler dolayısıyla Allah'ın egemenliğine daha uyumlu bir şekilde yanıt verseler de, peygamberlik otoritesine karşı daha az uyumlu olmuşlardır. Medine'de birbiriyle savaşan grupların birleştirici bir otoriteye daha çok ihtiyaçları vardı.
Sayfa 176 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Putlardan Bahsediyor.
& Tanrı henoteizm hiyerarşisinde yüce bir noktada bulunmaktadır, fakat soyut metafizik modelinin bir ürünü değildir; daha çok Mekke krallığında makamı bulunan bir ''üstün-idoldür''. &
Sayfa 155 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Tabuların Yıkılması
İslam, asabiyeyi, ''üstün kavim'' olan ümmet ile yok etme arzusundadır. İslam birçok çelişkiye sebep olan eski aşiretçiliği yok etmeye çalışmıştır ve aynı zamanda göçebe çobanların şehirlere yerleşmesini desteklemiştir. İslam'ın bir şehir dini olduğu, fakat genellikle kırsal bir çevrede algılandığı unutulmamalıdır... '' Nietzsche'nin deyimi ile doğruluk istemimizden idoller yarattık, fakat İslam'ın esası aslında bu idolleri yıkmaktır.''
Sayfa 142 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aklımın bir köşesinde kalsın.
& Her yorumcu, yorum sürecine, gelenekler dahilinde bir önceden anlama ve beklenti ile girer, çünkü '' Masum yorum, masum yorumcu, masum metin yoktur. Anlamaya dair her teşebbüs, ''dillerin farklılığı ve tarihin belirsizliği'' tarafından şekillenmektedir. &
Sayfa 106 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Bilginin ve Anlamın Birliği.
'' Eğer metafizik; sözde terimler dolayısıyla en az özgürlüğü tadıyorsa, insan da metafizik inançlarının en üst nokta olması ve ilgili insan davranışlarına yayılmış olması nedeniyle en az özgürlüğü yaşıyor demektir; bilinçli ya da bilinçsizce tüm değerlerin kaynağı ve hayatın kendisine verdiğimiz anlam vardır... Metafizik, benim anlayışımla, bilginin ve anlamın birliğidir; bu birliğin hayata yansıdığı uyumdur. Eğer bu birlik bilginin birliği ise nasıl öznel olabilir? Bilgiden temelini alan bir inançtır.''
Sayfa 96 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Güç yoksunluğu.
& Güç yoksunluğu, hem korku hem de güç istenci ile sonuçlanır. Korku, bir şeyi görmezden gelmemize sebep olan negatif olgu, oysaki güç istenci bir şey için mücadele etmemizi sağlayan pozitif olgudur. &
Sayfa 81 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Nefretin besin kaynağı.
'' & Başarı hıncı, hınç ise nefreti besler. & ''
Sayfa 72 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilgi burda kalsın.
Konyak içen ve domuz eti yiyen Bosnalı Müslümanların savaşa kadar İslam ile tek bağlantıları, isimlerinin Amra ve Emir olması ve ayakkabılarını evlerinin önüne çıkarmalarıydı. Bosnalı Müslümanlar büyük oranda laikti ve dindar olanlar İran'ın Ayetullah'ından ve Suudi Arabistan'ın İslam kesiminden farklı olarak kendilerine ''Avrupalı Müslümanlar'' diyorlardı.
Sayfa 78 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Kökten Dinciliğin Tehlikeli Bir Boyutu.
Nietzsche için doğruluk öldürücüdür. Eski felsefenin ''doğruları'' doğruluğun yükseldiği mitlerdir ve dolayısıyla doğruluğun övülmesi bizim için zoraki bir yalan olmuştur. Fakat bu ''doğruları'' sorgulayarak bugüne kadar insan hayatına devam ettiren yanlışların yıkılması riskini göze almış oluyoruz. Bu durum, İslam'ın, ''doğruluğunu'' sorgulayacağı gerekçesi ile laiklik karşısında savunmaya geçmesini açıklamaktadır. Kökten dincilik formlarında dile getirilen İslami savunma, temellerini, laikliğin İslam'ın temelini çürütmeye çalıştığı düşüncesinden almaktadır. İslam için ayakta kalmak; kökten dinciliğin yolundan devam etmek, dünya görüşünün Batı görüşüne nazaran ''Öteki'' olduğunu ve birbirleriyle karşılaştırılamayacaklarını, laikliğin Satanizm olduğunu benimsemek anlamına gelmektedir.
Sayfa 48 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Esas otorite ilahi düzende saklıdır.
& Ernes Gellner ''İslam sosyal düzenin bir projesidir'' der. Müslüman olmak bir İslam şehrinde yaşamak demektir; çünkü esas otorite ilahi düzende saklıdır. Yönetimin durumu günlük söylemler için önemli bir konudur ve bugün var olan gerilimlerin çoğu İslam!ın başlangıç döneminde başlamıştır. &
Sayfa 34 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
Burası Çokomelli Kesemedim...
Hristiyan enstütülerinin İsa'nın öğretilerinin farklı olması gibi, İslam'ın neden esas duruşundan ayrıldığı konusunda da gerekçesi olan sebepler bulunmaktadır. Fakat bu durum özellikle Sunni İslam'ın esas ruhtan ayrılarak; güçlü, siyasi, askeri ve ekonomik anlamda başarılı bir imparatorluk haline gelmesi gerçeğini değiştirmemektedir. Kelimenin en geniş anlamı ile hala ''İslam'' toplumuydu fakat özünü kaybetmişti. İşlerin nasıl değiştiği ile ilgili en iyi örnek, kendisini tebaasından varlığında yerleri öpen saray mensuplarından tecrit eden, Halife'nin yaşam ve ölüm üzerindeki gücünü göstermek için celladın arkasında durduğu Halife Harun El-Reşit'tir(786-809). Bu Peygamberi'in liderliğinden ne kadar uzaktır! Yunan felsefe metinlerinin Arapçaya çevrilmesi de yine Harun zamanında olmuş ve felsefi yorumlar desteklenmiştir. Gelenek ve inancında İslam, Arap esaslı olmaktan çok Pers esaslı olmuş ve buna parelel olarak özünde daha az ''İslami'' olmuştur.
Sayfa 21 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
''İyi Din'' ''Kötü Din'' Algısı
İslam'ı anlamadaki dönüm noktası, İslam'ı nasıl siyasi bir harekete dönüştürebileceğini gösteren 1979 İran devrimidir. Laikleşen Batı için ''iyi bir din'' kendisini politik endişelerden uzak tutan dindir. ''Kötü bir din'' ise siyasi harekete dönüşen dindir. Siyasete el uzatan İslam teokratik ve dolaylı olarak totaliter, yabancı düşmanı, geri kalmış ve bağnaz olarak algılanmıştır. İran devrimi, daha demokratik Sunni İslam'ın aksine, Şii İslam'a ''kötü din'' damgasının vurulması ile sonuçlanmıştır.
Sayfa 14 - @sitareyayınlarıKitabı okudu
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.