Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Nisyan Gönderileri

En Eski Nisyan kitaplarını, en eski Nisyan sözleri ve alıntılarını, en eski Nisyan yazarlarını, en eski Nisyan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
120 syf.
7/10 puan verdi
unutmak. Anıların geri dönmeksizin zihni terk etmesi. Yaşlı, hasta bir yazar, hafıza kaybı yaşıyor, yatağında düşledikleri, ya da zihninden geçenler kitapta bize aktarılıyor.
Nisyan
NisyanMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2013259 okunma
120 syf.
7/10 puan verdi
Kitabın adı Nisyan. Sözlük anlamı unutmak. Anıların geri dönmeksizin zihni terk etmesi. Yaşlı, hasta bir yazar, hafıza kaybı yaşıyor, yatağında düşledikleri, yada zihninden geçenler kitapta bize aktarılıyor. (Ben öyle anladım. Kapasite meselesi, zor bir kitap bence) Bir bütün oluşturmak kitabı okurken mümkün lakin yazar benim düşündüklerimi mi kast etmiştir acaba burada diye soruyorsunuz kendinize. Her sayfada yarım sayfa paragraflardan oluşan kısa bir düşünceler yumağı diyebiliriz. Ben beğendim, farklı bir kitap...
Nisyan
NisyanMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2013259 okunma
Reklam
Ağrı gerçek. Sırtım kalın kabuklu bir ağaç gövdesi. Bu gemi bedenimden çalınmış olanla yapıldı. Çatırdıyor şimdi. Fırtınaya dayanamaz. Duvarlara tutunarak yürüyorum. Alabora olma korkusu. Ben hem gemi hem Nuh. Sular yükseldiğinde yanıma kimseyi alamadım. Issız bir yerdeydim. Aklımın koridorları geminin kamaraları bu yüzden boş.
Sıvaların döküldüğü yerlerde belirdi öteki ülke. Bilinmeyen bir dünyanın haritasını görüyorum. Girintilerinde parmaklarımı dolaştırıyorum. Duvar değil bu, çıplak hayvan derisi. Irmak değil damar bunlar kirli siyah. Nefes alıp veriyor, geriliyor, terliyor. Bir bıçağın olsaydı akıtırdım soğuk kanını. Kadın tutuyor elimden. Bırak beni. Öteki yerlere gitmem gerek, çıkmam gerek. Hayvan kıpırdıyor, sıvalar dökülüyor. Harita çağırıyor.
Uzak soğuk bir ülkede fısıldanmış ateş başında. Çıplak bedenler birbirine sürtünerek ısınır. Yalnızlar soğuktan ölür.
Ağaçlardan önce uyandım. Ellerimi havaya açtım. Tavan yıkılsın, parlak yıldızlar görürsün istedim. Biri adımı söylesin. Ben o adı bileyim. İstedim. Yazıların üzerinde gezdirdim parmaklarımı. İki kemikli örümcek. İşte adlar. Biri benim olmalı. Kulağıma fısıldayanlar nerede şimdi? Bu yorgun madde benim. Kimsesizliğin ortasında gecikmiş. Ölmeden ölünüz buyuruldu. Tavandan aşağıya ağları, toz, kül ve sözler döküldü. Buyruklar. Yazabilseydim eğer ağaçlar uyanırdı. Su yürürdü. Işırdı. Bir adım olurdu.
Reklam
Perde açılıyor. Güzel bir gün. Kadının sesi bu. Kuşlar ötüyor bak. Duvarın ortasında bir pencere beliriyor, beyaz boşluğun içinde yeşil lekeler kımıldıyor. Bu görüntüyü bulandıran kadına bakıyorum: Tıraş olmalıyım! Adem gelecek bugün. Kadın bir şeyler söylüyor ama sözler hızla geri dönüyor çıktıkları yere. Yüzü bir karınca yuvası. Ağzından, burun deliklerinden içeri kaçıyorlar. Ne dediği anlaşılmıyor! Kadın perdeyi sonuna kadar açıyor. Tiyatro bu, çok iyi bilmiyorum şimdi, kalın tozlu kadife perde, bordo. Gıcırdayan tahta döşeme. Gemide geçen bir oyun. Tek seyirci ben miyim? Hayır. Sahne burası. Tek kişilik bir oyun ben.
Unutulan ne kadar güzelse o kadar acıyor boşluk.
Bu karabasan değil, sadece yaşlı bir ilham perisi.
333 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.