Tüm çıkışlar kapatıldığında insani tutkular denizinin nasıl öfkeyle coşup köpürdüğünü, nasıl birikip kabardığını, nasıl taşıp yüreğinin derinliklerini oyduğunu, bentlerini yıkıp yatağından taşana kadar içsel hıçkırıklar, boğuk çırpınışlar halinde nasıl patladığını bilmiyordu.
Claude Frollo'nun ciddi ve donuk görüntüsü, o sarp ve aşılmaz erdemle dolu yüzü Jehan'ı hep yanıltmıştı. Neşeli öğrenci Etna'nın karlı tepesinin altında kaynayan, öfkeli ve derin bir lav olabileceğini asla düşünmemişti.
“ Paris orada,kendisi gibi büyük bir şehre gereken her şeyi buluyordu: Tanrı’ya yakarmak için bir şapel; davalara bakılan ve gerektiğinde kralın adamlarına ağızlarının payını vermeye yarayan bir mahkeme ve çatılarında silahlarla dolu bir cephanelik.Çünkü Cite’nin sorunlarını çözmek için dua etmenin ve mahkemeye başvurmanın her koşulda yeterli olmadığını bilen Parisliler,her zaman için yedeklerinde Belediye Konağı’nın çatısında sakladıkları paslanmış arkebüzleri bulundururlardı. “
- dostluk nedir, biliyor musunuz? Diye sordu.
- evet, diye yanıtladı çingene kızı; kardeş gibi olmaktır, tıpkı elin iki parmağı gibi iç içe geçmeden birbirlerine dokunan iki ruh gibi
Tüm çıkışlar kapatıldığında insani tutkular denizinin nasıl öfkeyle coşup kabardığını, nasıl taşıp yüreğin derinliklerini oyduğunu, bentlerini yıkıp yatağından taşana kadar içsel hıçkırıklar, boğuk çırpınışlar halinde nasıl patladığını bilmiyordu.