odamın kapısını açar açmaz yüzüme çarpan annemin yokluğu bir büyük yalnızlığa dönüşüp beni azaltıyordu. ona ne kadar alıştığımı onsuz kalınca anlamıştım.
Daha da yalnız kalmıştım. Yaşamamda delik deşik bir şeyler vardı. Hep bir şeyler eksik olmuştu bende. Bunu daha önce de sezer gibi olmuştum sma hep örtmüştüm üstünü , anlamazlığa, bilmezlige vurmuştum kendimi. Ah insanın kendine düşkünlüğü, kendine toz kondurmayışı ne yanlış bir şey.
Evcilleşmiş bitkiler, evcilleşmiş hayvanlar, insan eliyle biçimlenip kimlik kazanırlar. Doğanın içinde yetişenler ise özgürdür; onlar kişiliklidir, kimliklerini kendileri getirirler
İnsanın bir sıkıntısı olmalı. Sıkıntısız insanları sevmem ben. Sıkıntı, tedirginlik, insanı sürüden ayırıyor. Rahat, düşünmeden, dört ayağını gerip oturan insanlar, sıkıntısız insanlar pek çok çevremizde. Otsu yaratıklardır onlar.