xalibo
@xalibo
bir gemi yok, bir yol yok sana
izmir
319 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Bir filozof fikirler, bir şair dizeler, bir rahip vaazlar, bir profesör ders kitapları, vs. üretir. Bir suçlu suç üretir.
Fakat bu son üretim dalı ile toplumun bütün üretici faaliyeti biraz daha yakından incelenirse,insan bir çok önyargısını terketmek zorunda kalır.
Suçlu yalnızca suç değil, aynı zamanda ceza hukukunu da üretir, ceza hukuku
özne ne kadar çok değer yaratırsa, o kadar çok değerden düşer ve saygınlığının azaldığını görür; nesne ne kadar biçimliyse, özne o kadar biçimsizdir; nesne ne kadar uygarsa, özne o kadar barbardır; nesne ne kadar erkliyse, özne o kadar erksizdir; nesne ne kadar akıl işi olmuşsa, özne akıldan o kadar yoksunlaşmış ve doğanın o kadar kölesi durumuna gelmiştir.
her şey tekdüze, solgun ve miskin. heyecan verici hiçbir şey yok. korkularım yok.
Okur Takip Önerileri
insan çaresiz kalmadığı her durumda, özgür seçimler yaparak yaşadığına dair bir yanılsamaya kapılmaya hazırdır.
.. ne umut edeceği bir şey var, ne de kaybedeceği.
drakula... bastırılmış viktoryen libidonun muazzam gücüyle tıkıldığı yerden kurtularak kendisini hapseden baskıcı toplumu cezalandırması olarak görülebilir; drakula'nın viktoryen düşmanlarının ağırbaşlı hanımlarına (hem romanda hem filmde) yaptığı en dehşet verici şeylerden biri, onları haz düşkünü kılmaktır.
proleter sosyolojik olarak kimliği belirlenebilir bir toplumsal grubun adı değildir. bir hesap-dışının bir outcast’ın adıdır.
bu insanlar kuruntularını kendilerinden hatta sevdiķlerinden daha çok seviyorlar.
hiçbir düşüncen olmadığı için sana gıpta ediyorum.
"unutulacak mı? günün birinde? hayır.”
kendisine hakaret edene nasıl davrandığı sorulunca, “yanıtsız geri gönderilen bir elçi gibi” yanıtını verdi.
insanların sanki görmemek için gözleri vardı.
gururlanmıyormuş gibi görünerek ne kadar da çok gururlanıyorsun.
hayata uyma yeteneğimin sırrı mı?
gömlek değiştirir gibi umutsuzluk değiştirdim.
yatmaya hazırlanıyorlardı, ertesi günkü anlamsız yavanlığa dayanabilmek için. ölüydü hepsi, kokmuş ölüler, işte bu kadar.
anlamsız şeylerin ne kadar önemli olduğunu şimdi kırk yaşıma gelince anlıyorum, anlamsızlıkların da anlamı var.
