Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Öfke Şatoları

Alessandro Baricco

Öfke Şatoları Gönderileri

Öfke Şatoları kitaplarını, Öfke Şatoları sözleri ve alıntılarını, Öfke Şatoları yazarlarını, Öfke Şatoları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
202 syf.
·
Puan vermedi
On dokuzuncu yüzyılda yeri bilinmeyen hatta var olmayan bir kasabada, Quinnipak'ta çılgın fikirler, cesur adımlar, dahiyane çalışmalar gerçekleşiyor. Ayrıca Quinnipak'ta insanlar teker teker; planların gerçekleşemediği, ümitlerin yeşertilemediği, geleceğin kurulamadığı bir sonla hayatlarını tüketiyorlar. Quinnipak kasabası canlı ve dinamik yapısıyla okuruna ulaşıyor. İçerisindeki; yalnız, yazgısının gerçekleşeceği günü bekleyen, teknoloji ve hızı kontrol etmek ve çağa ayak uydurmak isteyen, güzelliğiyle bakışları doğrudan üzerine çeken ve bel bağladıkları umutlarını taşıyanları sabırsızlıkla bekleyen mutlu-mutsuz, komik insanların hazin sonlarını ulaştırır okuruna. Ne yaşanırsa yaşansın, umudun tükenmediğini anlatıyor Öfke Şatoları. Ve Baricco, kalemini ustalıkla kullanıyor. Özgün bir kurgusu ve tarzı var yazarın. Cümleleri bir yerden bir yere yaşıyor ve taşınan cümleler size anlatılmak istenenin arsına giren bir başka anıdan kaynaklı kopmaları kaybediyor. Dağınık haldeki cümlelerinde ise bu kasabadaki her bir kişinin ağzından bir şeyleri aynı anda aktarıyor. Ve hiç olmadık bir yerde, olmadık bir zamanda bu kasabaya uzaktan bakan başka bir hayatın dramatik gidişatını, bu kasabada yaşanan bu hadiseleri bir gazete haberiymiş gibi araya sıkıştırarak sonlandırıyor. Ayrıca kitap da bu şekilde son buluyor. Tek seferde okunup bitirilebilecek bir kitap.
Öfke Şatoları
Öfke ŞatolarıAlessandro Baricco · Can Yayınları · 200163 okunma
İçerisi ve dış dünya. İçerisi ve dış dünya. En sonunda şu ya da bu biçimde, yine içerisi yeğlenir; dışarıda ise şangır şungur, bir kez olsun bu işe bir son verme, kendini tehlikeye atıp bu işe bir son verme dürtüsü süregider; neymiş bu dış dünya, gerçekten o kadar korkunç olabilir mi, bu aşağılık korkudan, ölmek, ölmek, ölmek, ölmek, ölmek, ölmek, ölmek korkusundan kurtulmanın bir yolu yok mu?
Sayfa 56 - Can YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Okumak tadına doyulmaz bir rezilliktir.
Sayfa 55 - Can YayınlarıKitabı okudu
"...hiç olmazsa bir kez, kırk yılda bir kez, bu lanet olası dünyada birisi aradığını bulsa, hafifçe gülümseyerek 'buldum' diyebilse, 'yitirmiştim ama buldum' - en büyük mutluluk bunun yanında hiç kalır."
Sayfa 31 - Can YayınlarıKitabı okudu
Yaşamdaki tüm güzel şeyler hep birer sırdır...
Sayfa 79
Bu iş biraz borulardaki sese benzer. Eğer boru eğilirse, sesin geçmesi daha zorlaşır. Senin için de durum aynı. Yalnız dik durduğun sürece, içindeki güç eğilip bükülmeden, engellerle kaşılaşmadan yükselebitir ve sen de boy atarsın. Onun için ayakta dur, Pehnt; boruyu becerebildiğin kadar dik tutmaya bak!
Sayfa 42
Reklam
Çorap değil, birer insan olduğumuza göre, tek ilkemiz temiz olmak değildir. İçimizden gelen arzular çok daha önemlidir ve ancak bir yere kadar onları göz ardı edebiliriz. Onun için bazen, bir istek uğruna uykudan vazgeçilebilir. İnsan bir iğrençlik yapar, sonra da ceremesini çeker. Gerçekten önemli olan şudur: Zamanı gelince, kaçmaya yeltenmeyecek, onurlu bir biçimde bekleyip cezanı çekeceksin. Önemli olan yalnız budur
Sayfa 38
Kim bilir nasıl önemli bir şeyi yitirmişler de böyle sürüne sürüne arıyorlar, acaba bulacaklar mı, bulurlarsa ne iyi olur, hiç olmazsa bir kez, kırk yılda bir kez, bu lanet olası dünyada birisi aradığını bulsa, hafifçe gülümseyerek 'buldum' diyebilse, 'yitirmiştim ama buldum' - en büyük mutluluk bunun yanında hiç kalır.
Sayfa 31
Açık bir kitap her zaman korkak birinin varlığına işarettir - evrenin yakıcılığının bakışları çelmesinden korunmak için o satırIara dikilen gözler - evrenin gümbürtüsünü sıkıştırıp donuk bir huniden kitap adı verilen cam kalıpçıklara akıtılan tek tek sözcükler - kaçmanın en zarif, en seçkin yoludur, budur gerçek. Bir pislik, bir rezillik. Ama: Tadına doyum olmaz.
Yapacak şey yoktu. Bulamıyordu aradığını. Yaşam ne taraftaydı?
Sayfa 161Kitabı okudu
Reklam
Adından başka her şeyi anımsıyorlardı. Kokusunu bile. Ama adını değil.
Sayfa 102Kitabı okudu
Aslında, insan o kadar çok şeyi görür, işitir ve o kadar çok şeye dokunur ki ... sanki içimizde, durmadan, binlerce ayrıntısı olan sonu gelmez bir öyküyü anlatan yaşlı bir masalcı taşırız. İşte onun boyuna anlatıp durduğu şey, yaşamdır.
147 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.