Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Okuma Günlüğü

Alberto Manguel

En Eski Okuma Günlüğü Gönderileri

En Eski Okuma Günlüğü kitaplarını, en eski Okuma Günlüğü sözleri ve alıntılarını, en eski Okuma Günlüğü yazarlarını, en eski Okuma Günlüğü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Okumak sohbet etmektir. Deliler, zihinlerinin bir köşesinde yankılandığını işittikleri hayali diyaloglarla uğraşırlar; okurlarsa, bir sayfa üzerindeki sözcüklerin sessizce harekete geçirdiği benzer bir diyalogla."
Alberto Manguel
Kitaplar vardır, bir sayfadan öbürüne geçerken unutarak keyifle gözden geçiririz; bazılarını, hemfikir olmaya ya da kar­şı çıkmaya kalkışmadan saygıyla okuruz; bazıları yalnızca bilgi sunar bize, yorum beklemez bizden; yine bazılarını, nicedir, nasıl büyük bir aşkla sevdiğimiz için, sözcüğü sözcüğüne tekrarlayabiliriz, çünkü tam anlamıyla ezberimizdedirler.
Reklam
Alberto Manguel
Okumak, rahat, tek başına gerçekleştirilen, yavaş ve duygusal bir görevdir.
Belki de, bir kitabın bizi çekmesi için, yaşantımızla kurgunun yaşantısı arasında -bu iki imgelem; bizim imgelemimiz ile kitabın sayfasındaki imgelem arasında- bir rastlantılar bağlantısı kurması gerek.
İnsanların bana kitapları özetlemesini sevmem. Bir başlık, sahne, bir alıntı bana çekici gelir, evet ama öykünün tamamı, hayır. Bizim gibi meraklılar, kapaklardaki tanıtım yazıları, öğ­retmenler ve yazın tarihleri, durmadan olay örgüsünü anlatır, okuma hazzımızı büyük ölçüde yok ederler. İnsan yaşlandıkça, bellek de, bundan sonra ne olacağını bilmemenin verdiği hazzı bozabilir.
Borges, Tanrı'ya inanıp inanmadığı sorulduğunda şu yanıtı verir: "Tanrı sözcüğü zamanın dışında bir varlık anlamına geliyorsa, ona inandığımı söyleyemem. Ama içimizde, adaletin yanında bir şey anlamına geliyorsa, o zaman evet, bütün suçlara karşın, dünyanın ahlaki bir anlamı olduğuna inanı­yorum."
Reklam
Yazarın yazdığını değil, okumak istediğimizi okuruz.
Benim gözlerimde, cinayet hiçbir zaman hayranlık duyulacak bir şey, bir özgürlük kanıtı değildir; bir teröristten daha aşağılık, daha değersiz, daha korkak, daha bağnaz bir şey bilmiyorum.
En sevdiğim detektif romanlarının listesi: • Nicholas Blake, The Beast Must Die [Canavar Ölmeli] • Reginald Hill, Bones & Silence [Kemikler & Sessizlik] • Ruth Rendeli, A Judgement in Stone (Taştan Hüküm) • Agahta Christie, The Murder of Roger Ackroyd (Roger Ackyord Cinayeti) • John Dickson Carr, The Black Spectacles [Kara Gözlük] •
Yatağımın yanında okunmak üzere yığılan kitaplar, geceleyin uykumda yüksek sesle kendilerini okuyor bana. Lambayı söndürmeden önce, birinin sayfalarını çeviririm, bir iki paragraf okurum, bir kenara korum, bir başkasını alırım. Birkaç gün sonra, hepsini biliyorum izlenimi uyanır içimde. Bu gece yatağımın yanındaki kitaplar arasında: • Wayne Johnston, The Colony of Unrequited Dreams (Karşı­ lıksız Aşklar Kolonisi) • Enrique Vila-Matas, Bartlebly y compañía (Bartleby ve Şürekası) • Ellery Queen, The Vanishing Corpse [Kaybolan Ceset] • Ian McEwan, Enduring Love (Sonsuz Aşk) • Stefan George, Der siebente Ring [Yedinci Yüzük] • W. G. Sebald, Luftkrieg und Literatür [Hava Saldırısı ve Edebiyat] • Ryu Murakami, Almost Transparent Blue [Neredeyse Saydam Mavi] • Dorothy L. Sayers ve Jill Paton Walsh, Thrones, Dominations [Taht ve Egemenlik] • Jacques Le Goff, La naissance du Purgatoire [Araf'ın Doğu­ şu] • Max Rouquette, Ils sont les bergers des étoiles [Yıldız Çobanları] Bu kitaplardan her biri maymun iştahlılıkla, birinden diğerine okumamı etkiler. Her okuma çağrışımsal okuma mıdır?
953 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.