Ölüm Meleği Gönderileri
Ölüm Meleği kitaplarını, Ölüm Meleği sözleri ve alıntılarını, Ölüm Meleği yazarlarını, Ölüm Meleği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı şeyler korkunç gerçeklerden daha üzücüydü.
Kalabalık itilip kakılmaya, yönlendirilmeye müsaitti, çünkü akıllıca davranıştan uzaktı.
Sayfa 270Kitabı okudu
Suçlu aslında kalabalığın bir parçası oldukça iyi davranmak zorundalardı.
Sayfa 268Kitabı okudu
Ana rahmine dönüş, harika bir kaçıştı. Dinden, sanattan, Güney Denizi Adalarından daha iyi bir yöntemdi. Hem kuytu, hem sıcaktı, beslenme de otomatikti. Tabi bu konaklamanın anıları herkesin sinirlerine ve kanına işlememiştir. Karanlıktır evet ama sıcak ve zengin bir karanlıktır. Ölüm yoktur. Tabi herkes dokuz ayın konaklaması bitince, umutsuzca çıkarılır oradan.
Sayfa 260Kitabı okudu
Gökyüzüne dinmiş ışıklı renkler çevreye hakimdi, mavimsi, eflatumsu bir akşamdı. En karanlık gölgeler bile mora dönüktü.
Sayfa 213Kitabı okudu
Bugünlerde işsizlik çok arttı.
Sayfa 211Kitabı okudu
Nefret etme yeteneğinden yoksun bir adam için, bir tavuğun hikayesini çizmek daha kolaydı.
Sayfa 207Kitabı okudu
"Küçük adam ağlıyorsun
Neden üzgünsün biliyorum
Biri oyuncak arabanı çaldı
Hadi şimdi uyu
Bugün çok yoruldun"
Sayfa 205Kitabı okudu
Ölüm, ölü şeyleri yemekten gelir.
Sayfa 190Kitabı okudu
Yapay bir şelalenin önünde kartondan yapılmış yiyecekler yiyorlardı.
Sayfa 173Kitabı okudu
Güneş yakıcıydı. Gözleri ve boğazı at nallarının arkalarında bıraktıkları toz ile doldu, başı ağrıyordu. Bulabildiği tek gölge boyalı yelkenlerle yapılmış, mataforalarına cankurtaran botları asılmış bir okyanus gemisinin altıydı. Birkaç dakika geminin dar gölgesinde durduktan sonra kırk adım ileride belli belirsiz gözüken sfenks heykeline doğru ilerledi. Oraya varmak için çölü geçmesi gerekiyordu. Beyaz kum taşıyan kamyonlarla düzenli olarak genişletilmiş bir çöldü. Birkaç adım atmıştı ki megafonlu bir adam onu dışarı çıkması için uyardı. Çölün kenarında sağ doğru uzunca bir dönüş yaparak çıktı, tahta bir kaldırım yardımıyla Western Caddesine geldi. "Son Şans" stüdyosunun verandasında sallanan sandalye vardı, oturdu bir sigara yaktı. Oturduğu yerden koni biçimindeki ot kulübelerine sınır olmuş, su bizonlarıyla dolu ormanı görebiliyordu. İki dakikada bir hayvanlar melodik biçimde bağırıyorlardı. Birden beyaz atın üzerinde bir Arap gözüküverdi. Bir adama bağırdı ama cevap alamadı. Birkaç dakika sonra Tod, kar yığını ve kızak köpeği dolu bir kamyon gördü. Arap tekrar bağırdı. Şoför de ona bir şeyler bağırarak söyledi ama durmadı.
Sayfa 172Kitabı okudu
Cüce, tabuta yanaştı, mendiliyle bir oyun çevirdi ve uzaklaştı.
Sayfa 169Kitabı okudu
Ne bir serenat ne de bir ağıttı. Kibirsiz ya da mütevazılıktan da uzak gerçeğin basit bir ifadesiydi.
Sayfa 169Kitabı okudu
Duygular, kalple, sinirle ve kabalıkla ilgilidir ve duyguların ifadesinin yoğunluğuyla bir ilgisi yoktur.
Sayfa 147Kitabı okudu
