Ölüm Mesajı
Mark BillinghamÖlüm Mesajı Gönderileri
Ölüm Mesajı kitaplarını, Ölüm Mesajı sözleri ve alıntılarını, Ölüm Mesajı yazarlarını, Ölüm Mesajı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Thorne hayatta pek çok şeyi yüz yüze geldiğinde bile anlayabilen bir adam değildi.
Sayfa 22
Erkeklerin ilişkileri hakkında beş dakika bile konuşmaya tahammül edemezken, tüm günü CDlerini alfabetik sıraya dizmekle geçirebilmelerine şaşırıyorum doğrusu.
Sayfa 19
Kumarın, uyuşturucu kullanmak kadar çabucak elindeki avucundakini tükettiğine sıklıkla şahit olmuştu etrafında.
Sayfa 18
Eğer benim ne düşündüğümle ilgili en ufak bir fikrin varsa, duymaktan memnun olurum. Çünkü şu anda, ben bile ne düşündüğümü bilemiyorum.
Kötü şansla beraber yaşardı insan, ama iyiyi buldu mu, dört elle sarılırdı kaçırmamak için.
Dediğim gibi, sadece aklı olanlar, yalan söylemenin bir anlamı olmadığını görebiliyorlar.'
İleri baktığında, daha mutlu oluyordu. Sanki başına gelecekleri önceden görebilirmiş gibi...
Bir yerde, Napoleon, Churchill ve Margaret Thatcher'in geceleri birkaç saatlik uykuyla yaşadıklarını okumuştu. Demek ki, tüm mesele, uyanıkken olaylara nasıl baktığınla ilgiliydi. Belki de, bir amacın olduğu takdirde, bu şekilde de yaşayabilirdin.
'Senin günün nasıldı?'
'Şöyle böyle.' Her zamanki gibi.
'Senden ne haber?'
'Bir demet kahkaha!
'Önceden aramalıydım,' dedi, 'ama buraların nasıl olduğunu biliyorsun. Çok bekledin mi?'
'Önemli değil.' Gerçekten de önemli değildi. Her ikisi de o kadar garip saatlerde işten çıkabiliyorlardı ki, bu gibi gecenin bir yansı yapılan telefon konuşmaları, onlar için olağan hale gelmişti.
'Senin günün nasıldı?'
'Şöyle böyle.' Her zamanki gibi, Thorne aynı anda birkaç tane değişik cinayet olayı üzerinde çalışıyordu. Her biri, değişik durumlardaydılar; henüz soğumamış bir cesetten, yeni yeni yol almaya başlayan bir mahkeme davasına, sinir krizi geçirip boş bir votka şişesiyle karısını ve kayınvalidesini katleden bir adamdan, genç bir Asyalıyı "namus" uğruna öldüren bir amcaya, bir pub'ın otoparkında öldürülen bir Türk gencine kadar her şey vardı. 'Senden ne haber?' diye sordu Thorne.
'Bir demet kahkaha!
Mecburi yalanlar, sonradan korkunç gerçeklerden daha çok üzerdi insanları..
'ben de kaybetmenin acısını biliyorum,'