Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Onu Seviyordum

Anna Gavalda

Onu Seviyordum Gönderileri

Onu Seviyordum kitaplarını, Onu Seviyordum sözleri ve alıntılarını, Onu Seviyordum yazarlarını, Onu Seviyordum yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Zor bir insansınız, değil mi? - Çok. - Neden? - Bilmiyorum. Belki ne düşünüyorsam söylediğim içindir. İnsanların pek alışık olduğu bir şey değil bu... Sevilmemekten kork­muyorum artık.
İlaçlar da bir şeyi düzeltmezdi, bu kesin, ama biraz daha cesur olsaydım, o gece kendimi asardım.
Reklam
Ben, hiç. Ben hiçbir şey beklemiyordum. Çalışıyordum. Daha çok, daha çok ve her zaman. Çalışmak benim kamuflaj giysimdi, zırhımdı, gerekçemdi. Yaşamamak için gerekçem. Çünkü yaşamayı fazla sevmiyordum. Bu iş için yetenekli olmadığıma inanıyordum. Kendime zorluklar, güçlükle tırmanılacak dağlar yaratıyor­dum. Bu dağları aştığımda, yenilerini yaratıyordum. Oysa hırslı biri değildim, hayal gücüm yoktu.
Çok düşmanım oldu. Bununla övünmüyorum, şikayet de etmi­ yorum, umursamıyorum. Ama arkadaşlar... Beni sevmelerini iste­ diğim insanlar? Çok az, çok az... Onların içinde sen de varsın. Sen Chloe, çünkü hayatla baş etme yeteneğin var. Çünkü hayatı avuçlarında tutuyorsun. Yerinde durmuyorsun, dans ediyorsun, bir eve yağmur yağdımrnyı ve güneş açtırmayı biliyorsun. Etrafında­ ki insanları mutlu etmek gibi harika bir yeteneğin var. Şu küçük gezegende ne kadar huzurlusun, ne kadar huzurlusun... - Sanıyorum aynı kişiden söz etmiyoruz...
- Bir sabah aynada kendilerine bakan ve "Benim hata yapına hakkım var mı?" sorusunu, yalnızca kendileri için, açıklıkla soranların cesareti... Yalnızca bu birkaç sözcük.. Hayatına karşıdan bakma ve orada hiçbir şeyin düzgün, hiçbir şeyin uyumlu olmadı­ğını görme cesareti... Her şeyi kırma, her şeyi yıkma cesareti... bencillikten mi? Yalnızca bencillikten mi? Hayır, değil... O zaman neden? Yaşama içgüdüsü mü? Doğru görebilmek mi? Ölüm kor­kusu mu? Meydan okuma cesareti. Hiç değilse hayatında bir kez. Kendi­ ne meydan okuma. Kendine. Yalnızca kendine. Neyse. "Hata yapına hakkı'', küçücük bir deyim, küçücük bir cümle parçası, peki bu hakkı kim verecek sana? Kendinden başka, kim?
Ona "sen en iyisin" deme­dim. Onu yalnızca sevdim. Sevdim.
Reklam
Oturdum ve başımı ellerimin arasına aldım. Başımı yerinden söktüğümü, yere, önüme koyduğumu ve benden olabildiğince uzağa gitsin diye şut çektiğimi hayal ettim. Bir daha hiç bulunamayacak kadar uzağa. Ama şut çekmeyi bile bilmiyorum. Kesin yan tarafına vururdum.
Çünkü asıl tuzak, iplerinin sağlam olduğuna inanmakta. Karar­lar alınır, krediler alınır, anlaşmalaryapılır, o arada birkaç riske de girilir. Evler satın alınır, bebekler pespembe odalara konulur ve her gece sarmaş dolaş uyunur. Buna bayılınır... Nasıl denirdi? Bu suç ortaklığına. Evet, mutlu olduğumuzda böyle denirdi. Ya da daha az mutlu olduğumuzda... Asıl tuzak, mutlu olmaya hakkı olduğunu düşünmekte. Ne salağız. Bir an, hayatlarımızın akışının elimizde olduğuna inanacak kadar safız. Hayatımızın akışı elimizden kaçabilir, ama önemli olan bu değil... Önemli olan, bunu daha önceden bilmek "Daha önce" ne zaman? Daha önce. Odaları pembeye boyamadan önce örneğin...
Kötü kalpli oldum, bu iyiye işaret. Birkaç hafta daha geçsin, iyice çirkinleşeceğim.
Deyimlerin yalnızca deyim olmamaları ne tuhaf. "Soğuk terler dökmek" deyimini anlamak için çok korkmuş olmak gerekir, ya da "midesi düğümlenmek" deyimini tam içinde hissetmek için yü­reğinin çok daralmış olması.
170 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.