"XIX. yüzyılda, Osmanlı yöneticileri, reformlar gerçekleştirmeye, devleti yenileştirip çağdaşlaştırmaya giriştiler. Kuşkusuz, çoğu kez kötü uygulandı bu reformlar; ancak, şu da bir gerçek ki, kimi büyük devletler, güçlü ve örgütlü bir devletin yeniden ortaya çıkmasını görmek istemiyorlardı ve Osmanlı Hükümeti'nin çabalarını, onu askeri anlaşmazlıkların içine iterek, başkaldırıları (Sırplar, Bulgarlar, Ermeniler, Lübnanlılar) kışkırtarak, ülkelere el koyarak ya da onların bütünden ayrılmalarını destekleyip kolaylaştırarak engelliyorlardı...
Osmanlılar, Avrupalıların saldırısına uğradılarsa, kusuru baştan aşağı Avrupalıların olmasa gerek bunun. Osmanlılar, birçok kez, gevşeklik, yetersizlik, uyumsuzluk gösterdiler; çünkü, belli bir üstünlük duygusuyla doluydular ve gerçekleri iyi görüp değerlendirmelerini engelledi bu onların...
Kısaca, çoğu kez bütün eksiklikler, bütün rezillikler kendisinden bilinip onlarla suçlanan, akıllarda kalan çehresi, 'Avrupa'nın hasta adamı' nın çehresi olan, ancak hekimlerin sağaltmaktan çok öldürmek için can attıkları, iyi bilinmeyen, değeri anlaşılmamış bir dünyanın üstündeki örtüyü kaldırıp aydınlığa çıkarmak oldu niyetimiz...
*Okuyucu olarak şunu ilave etmek isterim: Karşılaştırmalı tarih okumayı sevenlere özellikle tavsiye ederim.