Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı İmparatorluğu'nda Kölelik ve Kadınlar

Madeline C. Zilfi

En Eski Osmanlı İmparatorluğu'nda Kölelik ve Kadınlar Sözleri ve Alıntıları

En Eski Osmanlı İmparatorluğu'nda Kölelik ve Kadınlar sözleri ve alıntılarını, en eski Osmanlı İmparatorluğu'nda Kölelik ve Kadınlar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
tabakalaşma
Osmanlı teorisinin bu hayali evreninde “Sultan’ın tebaası iki sınıfa ayrılıyordu: yönetici sınıf ve tümüyle onların etkisi altında olan aşağı sınıf.”
Sayfa 13 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
16. yy Habsburg elçisi Ogier de Busbecq göre;
Osmanlı’da memuriyete alım, Busbecq’inhayal ettiği gibi herkese açık bir Meritokrasi (liyakat) sistemine dayanmıyorsa da, vergi ödeyen Müslüman, hatta gayrimüslim tabanın sayısız çocuğu ve torunu yüzyıllar içinde askeri statüsüne yükseldi. Bulundukları mevkilere gelebilmek için bazıları savaşmış, bazıları öğrenim görmüş, bazıları da evlenmiş. Çok büyük ihtimalle içeriden gördükleri himaye sayesinde bunu başarmışlardı. Ölümler ve felaketler sonrasında imparatorluğun, liderlik mevkilerini yeniden doldurabilmesi için memuriyete alım sırasında toplumsal konum meselesinde esnek olması gerekiyordu.
Sayfa 13 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Yazınsal üretimin yanı sıra hükümetin resmi bildirimleri de Özgür ile özgür olmayan arasındaki sınırı vurguladığı kadar muğlaklaştırdıyordu. Şiir geleneğinde, soylu hamileler çaresizce köle sevgililerinin ağına düşmüş, esiri olmuş gibi resmediliyordu. Sultan I. Süleyman’a (1520-1566) atfedilen, köle hasekisi Hürrem’e “şahım“, “sultanım“ diye seslendiği , kendisinden “emrine amade“ ve “aşkının esiri“ diye bahsettiği aşk dizeleri bu metaforun en aşırı örneklerindendir.
Sayfa 17 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
II. Mahmut’un toplumsal bakımdan kök salmış yeniçerilere yüklenmesi, batılı ya da batılı gibi görünen yönetim tekniklerini benimsemesi, batı tarzı erkek kıyafetleri ve toplumsal alışkanlıklara düşkün olması taşrada olduğu kadar, kentli elitler ve nüfus içinde de düşmanlar edinmesine yol açtı. Birçoklarına göre Mahmut “gavur padişah”tı, kendisinin pek görmezden gelemeyeceği bir etiketti bu. Bu suçlamayı yeniçeri yanlısı şahinler ve dini muhafazakarlar tarafından yayılmakla kalmamış, Şehy Saçlı diye biri başkentin kalbinde, herkesin gözü önünde padişaha atıp tutmuştu. Halkın muhalefetinin fin çevresinde bulduğu ifade bir tarafa, rejimin uygulandığı yetersizlikleri de hoşnutsuzluğa büyük bir zemin hazırlıyordu
Sayfa 41 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
Kadınlar ve Kurallara Bağlanmış Toplum
III. Osman’ın fermanı kuranı ve şeriatı tanıştırmasıyla Müslüman kadınlara hitap ediyor, Onların bu fermanın ağırlığını hissedecekleri kesindi. Gel gelelim, başka bir niteleme olmaksızın kadınlara yapılan atif (taife-i nisvan) genel olarak kadınları kapsıyor ve bu bağlamda, kadın bedeninden duyulan rahatsızlığı akla getiriyordu. Fiziksel kadınlık sarılıp örtülecek, böylece hem kadın olarak cinselliğinden sıyrılacak hem de bireysel kimliği bilinmez hale gelecekti.
Sayfa 89 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
Asa, cup, dayak, degnek, sopa,, falaka, Çubuk, Çomak, matrak, Tomak, topuz
Sokaklarda kadınları yalnızca yasaları uygulamakla görevli memurlar değil, sultanın ve kendi ifadeleriyle, Allah‘ın iradesini uygulama fırsatının tadını çıkaran kaba saba adamlar da karşı çıkıyordu. Kadınların kendileri kız kardeşlerinin ahlakının gözcüsüydü, başkalarını denetleme fırsatları hareket imkanlarının kısıtlı olması yüzünden sınırlansa da, mahallelilerinin gözü ve kulağıydılar. Zabıtaya gelince, kabahatlerdan haberleri olduğunda gösterdikleri hassasiyetle tanındıkları söylenemezdi. İngilizcede olduğu gibi Osmanlı Türkçesinde de dayak aletlerini belirten sözcüklerin sayısı (asal, cup, dayak, degnek, sopa, sırık, falaka, Çubuk, Çomak, matrak, Tomak, Topuz) dikkat çekicidir. Sokaklarda devriye gezen Osmanlı görevlileri basit bir para cezası işe yaramadığında dayak işini sopalarla yerine getiriyorlardı..
Sayfa 90 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Osmanlı’da köleliğin hikayesi.
Ana hatları itibariyle, İslami Ortadoğu‘daki köleliğin tarihsel seyriyle paralellik gösterir. Osmanlı imparatorluğu gibi İslami rejimler köle olabilmenin koşullarını ırk, renk ya da etnisiteye göre değil, coğrafya ve dinden kaynaklanan özelliklerin bir araya getirilmesine göre tanımlıyorlardı. İslam topraklarının ya da bu topraklardaki devletlerle anlaşmalı devletlerin dışında yaşayan her tür gayri müslim (Hristiyanlar, Yahudiler, Zerdüştiler ya da animistler) meşru avlardı. Oysa tersine imparatorluğun gayrimüslim tebaası ehli zimmet (zimmiler) Bu haklar genç veya çocuk yaştaki erkeklerin dönem dönem devşirilmesi haricinde kölelikten muaf tutuluyorlardı. Yüzyıllar boyunca on binlerce yabancı gayrimüslim ırk ve etnik kökenden bağımsız olarak erkekler, kadınlar ve çocuklar köleleştirilemiştir. Bu köleler imparatorluğa girdiklerinde erkek ve kadının, Müslüman ve gayrimüslim Osmanlı köle sahiplerinin mali oluyorlardı.
Sayfa 118 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
Köle bir kadının Osmanlı toplumundaki afaki statüsü!
Babalık ve çocuğun vârisi olarak statüsü çok sık gündeme geldiğinden görüş bildirilen çok sayıda fetvada bu gibi olasılıklar ele alınır. 18. yüzyılda Şeyhülislam Yenişehirli Abdullah’ın bir fetvası, köle X bir başkasına satılıp satışının üstünden altı ay geçmeden doğum yaptıysa doğan çocuğun bir önceki efendisinden olduğunu kabul edileceğini belirtiyordu. Bu anne, çocuğunun statüsünü güvenceye aldığı ya da özgür kalacağı için rahat ediyebilirdi. Ne var ki, annelik görevini yerine getirebilmesi ya da çocuğuna yakın olabilmesi bir garantisi yoktu. Bu gibi vakalarda anne yeniden satılabilir ya da tümüyle bu tablonun dışındaki biriyle evlendirebilirdi.
Sayfa 132 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
Köleler din değiştirme konusunda farklı düzeylerde baskı altındaydı. Birçoğu pratik bazı gerekçelerle, özgür bırakılacakları umuduyla sahiplerini memnun etmek için ya da daha iyi muamele görmek amacıyla din değiştirmişlerdir. Zeynep’in kölesi Ahmed de hacı sıfatıyla anılıyordu kendisi herhalde yeni inancına özel bir bağlılık göstermiş ve bu saygın sıfatı Mekke’ye haccı sırasında efendisine eşlik ederek kazanmıştı.
Sayfa 147 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
Haremde süregiden rekabet
Süleyman’ın eski gözdesi Mahidevran, Hürrem-Roxelana alaya alırken kullandığı meşhur sözlerle, Hürrem’in müzayededen satın alınmasını küçümsüyordu. Mahidevran Hürrem’e “satılık et“ diyordu. Savaş esiri olarak bir hediye ile halka açık bir müzayedede satın alınmış bir köle arasındaki fark, kültüründeki sınıflandırmadan birine tekabül ediyordu ama genel olarak Osmanlı toplumunda kadının hayatında gerçekten özgür bir kadınla köyde bir kadın arasındaki farktı.
Sayfa 199 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
Reklam
Kurumsal olarak kadın kölelerin çalıştığı yerlerde, cinsellikleri onların göze girmelerine, daha iyi muamele görmelerini sağlayabiliyordu. Fakat sıklıkla söylendiğine göre kadın kölelerin avantajı İslam hukukunun köle annelerle. Ümm-i veledlerle ilgili düzenlemelerinde yatıyordu. Ne var ki bu avantaj babanın babalığını kabulüne dayandığından, düzenlemenin değerinde nihayetinde kusurlu olması dikkate alınarak tartılmalıdır. Nitekim, açılan davalar babaların da retlerinin ağır bastığını göstermektedir. Ümmü-i Velet hakkına sahip olmayı talep eden kadınların bu iddialarının birkaçının mahkemeye ulaşamadığını hesaplamayamadığımız gibi, Bu iddialarının kaçının gerçekten doğru olduğunu da belirleyemiyoruz.
Sayfa 213 - İş Bankası Yay.II. Basım Mart 2020, İstanbulKitabı okudu
56 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.