Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Kadını: Efsane ve Gerçek

Aslı Sancar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
" Keyif ve dinlenme günü dendi mi kişiler arasında ne makam mevki farkı kalır ne de ayrıcalıktan doğan bir üstünlük... Herkes aradığı hoşnutluğu bulacağından emindir, üstelik bunu bulmak için çeşitli sebepleri bir araya getirmek de gerekmez, pırıl pırıl bir gökyüzü, hoş kokular taşıyan bir hava, güzel bir manzara yeterse artar..."
"...Osmanlı hayatı neydi diye sorarsanız, benim vereceğim cevap: Güzelliklerle dolu, çiçeklerle bezenmiş bir şiirdi."
Reklam
"Türklerin temel vasıflarının en güzellerinden bir tanesi de kendi varlık sebepleri olan kişiye gösterdikleri ihtimam ve hürmettir. Anne yol gösteren bilgedir. Ona danışılır, ona dert yanılır, onun söyledikleri büyük saygıyla dinlenir, işler onun kararına bırakılır, son saatine kadar el üstünde tutulur, vefatından sonra da büyük bir sevgi ve hasretle anılır."
Bir gün bile sadaka verilmeksizin, borçlulara yardım edilmeksizin geçmez. Toplumun her kesiminden anneler, babalar, veliler çocuklarına böylece örnek olur, dolayısıyla çocuklarda cömertlik ve yardımseverlik hasleti erken yaşlardan itibaren yerleşir. Kişiyi kendi çıkarını bir yana koyup başkasına yardım etmeye sevkeden bu yüce erdem işte böyle gelişir. Bu haslet Türkler için kolay bir şey olduğu gibi onları diğer milletlerin üstüne çıkarır. Hayırseverlik kişinin kendisiyle ilgili bir şeydir ama bununla birlikte böyle içten duygulara sahip, karşılığında hiçbir şey beklemeksizin başkalarına yardım eden bir başka halk da kolay kolay bulunamaz. Türk insanını buna sevkeden şey övgüye ya da gösterişe düşkünlüğü değil tamamıyla kendi dini ve insani inançlarıdır.
Lucy Garnett: “Kişinin toplumsal statüsünün ailesinden gelmesi veya sınıf ayrıcalığı gibi durumların olmaması bir yana, belki de tam bu yüzden, her Osmanlı, hem yaratılışı hem de gelenekleri gereği, bir aristokrattır. Aynı davranış nezaketini ve asaletini bir köylünün mütevazı evinde de bir paşanın konağında da görebilirsiniz.”
Ama çok eşlilik neticede şeriat kanunlarının izin verdiği bir durumdu. *Öyle olduğu halde niçin bu kadar çok Osmanlı erkeği bundan kaçınmıştı?* İnsan bu noktada, bu kadar çok Osmanlı erkeğinin birden fazla evlilik yapmaktan geri durması için daha zorlayıcı başka bir saikin olup olmadığını düşünmeden edemiyor. Kanun, neticede, sınırları belirlemiş, Osmanlı kadınlarının ve erkeklerinin neleri yapamayacağının altını çizmiştir. *Ama onlar neyi yapmaları gerektiğini öğrenmek için Kur’ân’a ve peygamberlerin sünnetine başvurmuştur. Çok eşlilik konusunda, Kur’ân, dört eşe kadar izin verir, ancak yalnız bir eş almayı tavsiye eder. Eşler arasında her anlamda adaletli davranmayı da çok eşliliğin şartı olarak koyar. Bu da neredeyse imkânsız olduğundan, adaletsizlik olmaması için, tek eşlilik teşvik edilmiştir.*
Reklam
Z. Duckett Ferriman: “Temizlik Türklerin ayırdedici özelliklerinden biridir. Evleri mütevazı olabilir, yerde halı bile bulunmayabilir ama yer hasırı muhakkak süpürülmüş, döşemeler ovulmuş, tabaklar, tencereler insana Hollandalıların evlerini hatırlatır bir itina ile tertemiz yıkanmıştır. Türklere ait en sade bir yerde bile içiniz rahat yemek yiyebilirsiniz. Bir ağacın altında, altınıza bir tabure, önünüzdeki tepsiden yemek yiyecek olabilirsiniz, ancak emin olun, iki kuruşluk kebabınız tertemiz bir tabağın içinde bembeyaz bir peçeteyle getirilecektir. Türklerin temizliği onların millî hasletidir…”
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.