"Etnik menşeini deşmek isteyenlere karşı Ziya'nın (Gökalp) cevabı açıktır: “Cedlerim (atalarım) Türk olmayan bir bölgeden (Çermik) gelmiş olsa bile, kendimi Türk sayarım, çünkü bir adamın milliyetini tayin eden ırkî menşei değil, terbiye ve duygularıdır.” "
“İşte!”, diyordu Mustafa Kemal, “Ben milletimizin bu haklı talebi üzerine Amasya Tamîmi ile bu millî çağrıya yanıt verdim... Ve dedim ki, istiklal-i millîmiz uğrunda bütün mevcûdiyetimle çalışacağımı temin ederim. Bu kutsal emel uğrunda milletle beraber nihayete kadar çalışacağıma mukaddesâtım nâmına söz veririm.”
...( Fatih Mehmet bu jeopolitik birliği, Sultânü’l-Berreyn ve Hâkânü’l-Bayren, yani “ Anadolu ve Balkanların Sultanı ve Ege ve Karadeniz’in Hakanı” unvanıyla ifade etmiştir.)
3 Kasım 1839' da Gülhane' de Mustafa Reşid Paşa tarafından okunan bir Hatt-ı Hümayun, Türk tarihinde Tanzimat olarak adlandırılan reform devrini başlatmış oldu.