Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji Sözleri ve Alıntıları
Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji sözleri ve alıntılarını, Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji kitap alıntılarını, Osmanlı'dan Günümüze Kimlik ve İdeoloji en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bugün demokrasi ve küreselleşme birbirinden ayrılamaz, biri diğeri olmadan yaşayamaz. Her ikisini de besleyen temel, ekonomik, ticari etkenler ve piyasa güçleridir"
"Milli Mücadele'nin Türk kimliğinin gelişmesinde şüphesiz çok büyük yeri vardır. Fakat buradaki milli kimliği tayin eden esasın Osmanlı, Müslüman, Türk üçlü kimliklerinde oluşan tek kimlik olduğunu unutmamak gerekir."
"Bu devirde en büyük ihtiyaç gerçek manada rasyonel düşünen, sorunları gerçekçi bir şekilde görüp ona göre çözüm üretecek yeni bir aydın kitleye ihtiyaç vardır."
"Muhalefet yalnız iktidarı eleştirmek ve yerine geçmek için her şeyi göze alan bir hareket olarak görülürse, demokrasi hiçbir zaman hiçbir yerde kök salamaz!"
Cumhuriyet döneminde bir süreliğine uygulanan milliyetçilik farazi bir Türk ırkına dayandırıldı, kültürün içindeki İslami unsurların temizlenmesi "bilim" olarak adlandırıldı ve yüksek doz da din karşıtlığıyla yüklü bir laiklik benimsendi.
Ulus-devlet fikri, esasen yirminci yüzyılda ortaya çıkan Müslüman ülkeler de dahil olmak üzere, dünya genelinde kabul görmüştür ve bugün ulus devletlerin sayısı yaklaşık 60’tır. Müslüman dünyasında ulus devlet, bütün Müslümanların tek bir ümmet oluşturduğunu ve ırk, kavim, dil ve benzeri şeylerin siyasal örgütlenmeye temel oluşturamayacağını söyleyen İslami ilkeye temelden meydan okuyarak doğmuştur. Gerçekten de bugün Müslüman dünyaya hâkim olan devlet gerçeği orijinal İslam anlayışına taban tabana zıttır.
1453’te İstanbul’un fethi, Patriği imparatorun vesayetinden kurtardı ve tarihte ilk kez kilisenin gerçekten özgür lideri hâline getirdi. Bu olguyu anlamak için 1798’te Kudüs Patriği Antimos tarafından yazılan Daskalikia adlı tavsiye metnini okumak yeter. Bu metinde Antimos Fransız Devrimi’ni ve Aydınlanmayı sapkın eylemler olarak reddeder ve Osmanlı İmparatorluğu’nu Doğu halklarının kurtuluş aracı olarak tanımlar. “Tanrı Osmanlıların kalbine Ortodoks inancını özgür tutma ve Ortodoks Kilisesini koruma temayülü yerleştirmiş” der.