Otomatik Portakal, İngiliz yazar Anthony Burgess’ın, en popüler romanıdır. 1962 yılında yayınlanmış olan bu eser, ilginç bir yazım sürecine sahip. 1959 yılında tümör nedeniyle 1 yıldan az ömrü kaldığını öğrenen yazar, ölümünün ardından karısının geçimini sağlaması için kitaplar yazmaya başlar. Daha sonra kendisine yanlış tanı konulduğunu öğrenen Burgerss, artık çok ünlü bir yazar olur.
Konusu, Alex klasik müziğe oldukça ilgili biri ve aynı zamanda dört kişilik bir sokak çetesinin lideridir. Oldukça saldırgan olan bu çete, diğer çetelerle kavga etmekte, karşılaştığı insanlara zarar vermekte, hırsızlık yapmakta, kadınlara tecavüz etmektedirler. Oldukça sadist ruhludurlar. Bir süre sonra aralarında anlaşmazlık çıkmış, Alex’e kumpas kurarak onu, polisin eline düşürürler. İşlediği tüm suçları itiraf eden Alex, on dört yıl cezaya çarptırılır. Aradan geçen iki yıldan sonra Alex’e, bir deneye katılmayı kabul ederse 15 gün içinde tahliye edileceği söylenir. Sonuçlarını hiç düşünmeden deneyi kabul eden Alex, bambaşka bir kişi olarak çıkar. Ama çıkınca hiçbir şeyin önceki gibi olmadığını görür. Önceden yapmaktan zevk duyduğu her şey artık ona işkence gibi olmuştur. O, artık hiç bir şeyi beceremeyen aciz biridir.
Kitabın kurgusu ve dili oldukça sıra dışı. Suçlu psikolojisini çok iyi yansıttığını düşünüyorum. Ayrıca çeviriside oldukça başarılı kardeşlerim. Tavsiye ediyorum. Okuyun kardeşlerim.