‘…Hacıyatmaz denilen oyuncaklar vardır. Çocuklar oynar hani. Ne kadar yatırmaya çalışsan da hep zıp diye dikleşen komik suratlı plastik adamcıklar… Bu oyuncakların içi boştur ama bir yerlerine küçük bir kurşun ağırlık konmuştur. Biz onlara çok benziyoruz, inan. Ama içini nasıl boşaltacağını bilmem gerek tabi..Vee…daha da önemlisi… nerede, nasıl bir karşılık yerleştireceğini…’
Yazarın dilimize çevrilmiş ve sahnelerimizde oynanmış yapıtları az sayılmaz. Buna karşın başyapıtlarından sayılan Oyunun Kuralları'nin Türk okuruna bugüne dek sunulmamış olması gibi bir eksiklik de bu kitapla gideriliyor.