Özgürlük, bireyselleşip toplumdan soyutlanmayla aynı zamanda toplumun yararına gelişen , kişi için bu kadar bireysel bir hâl iken aynı zamanda toplumsal olarak neden bu kadar ayrıksı olmak zorundadır? Yazar bu sorunun üzerine düşerken aynı zamanda faşist ideolojilerin , insan özgürlüğünü bu kadar kısıtlamasına rağmen sado mazoşist duygulara nasıl tercüman olarak iktidara gelebildiğini gösteriyor. Kitlelerin özgürlüğünü bu ideolojilere topluluk histerisi sarhoşluğu ile nasıl yansıttığını anlatıyor aynı zamanda. Tabi ki de sonuçta "Demokrasi" ' nin , "Özgürlük" için tek yol olduğunu örneklemekden de geçmiyor. Genel hatları itibariyle gayet akıcı bir psikolojik eser, okunması, özellikle bu devirde gerçekten manidar.