Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Paranoya
John RectorEn Yeni Paranoya Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Paranoya sözleri ve alıntılarını, en yeni Paranoya kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
6.910 üzerinden
John Rector'un "Paranoya" adlı romanı, Dexter McCray adında bir çiftçinin, geçmişinin karanlığıyla ve korkunç bir cinayetle yüzleşmesini anlatan sürükleyici bir gerilim filmi. Dexter, alkol sorunu ve travmatik geçmişiyle boğuşurken, bir sabah traktörünün bir hendekte ve komşu tarlada bir gencin cansız bedeniyle karşılaşır. Hafızasında boşluklar ve suçluluk duygusuyla boğuşan Dexter, hem kendi adını temize çıkarmak hem de katilin kim olduğunu bulmak için karanlık bir araştırmaya girişir.
Roman, Dexter'ın zihninin labirentlerinde gezinirken, gerilim ve gizemi ustaca harmanlıyor. Geçmişin travmaları ve alkolün yarattığı bulanıklık, Dexter'ın gerçeklik algısını sorgulatırken, okurları da şüphe ve merak duygusuna sürüklüyor. Hikayenin sürükleyici temposu ve yazarın ustaca betimlemeleri, okurları Dexter'ın yanında, her adımda gerilimi hissetmelerini sağlıyor.
"Paranoya", sadece bir cinayet romanı değil, aynı zamanda insan psikolojisinin derinliklerine inen bir eser. Dexter'ın travmatik geçmişiyle yüzleşmesi ve katilin kimliğiyle ilgili şok edici gerçekler, okurları da derin düşüncelere sevk ediyor.
Gizem ve gerilim türünü sevenler için "Paranoya", sürükleyici ve unutulmaz bir okuma deneyimi vadediyor. John Rector'un ustaca kalemiyle Dexter'ın karanlık dünyasına adım atmaya ve gerçeğin peşine düşmeye hazır olun!
Akıcı ve kısa çerezlik bi gerilim kitabıydı. Jes adındaki kızımız kasabanın Paranoyağı Dex tarafından mısır tarlasında ölü olarak bulunuyor. Dex sürekli krizler geçirdiği için karısı Liz onu terk etmiş durumda. Cinayeti kendinin işlediğinden şüpheleniyor ve Jes'le ruhani bir bağ kuruyor. Kitabın sonu pek şaşırtıcı değildi. Yine de gerilimi hissettiriyordu. Canı sıkılanlar için çıtır çerez. Dex'in yerinde olmak istemezdim paranoya gerçekten çok zor bi patolojik rahatsızlık. İyi okumalar...
Kolay okunan, kısa, yer yer merak uyandıran ama finali bağlanmamış bir hikayeydi bana göre.
Okurken sıkılmadım, ağır kitapların ardından bu tarz hızlı okunan, dinlendirici kitapları okumayı seviyorum. Bana hitap etti o yüzden.
İyi okumalar :)
Herkese iyi geceler arkadaşlar. Size çok akıcı ve bi o kadar da çekici bir romanla geldim. Bu tarz romanları gerçekten seviyorum ve bir oturuşta bitiriyorum. Gerilim, polisiye, gizem tarzı romanları her zaman yeri bende ayrıdır..
.......
Gelelim kitabımızın konusuna. John Rector'un karanlık ve büyüleyici psikolojik gerilim romanı Paranoya'da, Çiftçi Dexter McCray hem şüpheli hem dedektif oluyor. Sorunlu geçmişinden kaçmaya çalışan bu adam, evi terkeden karısını ölümle tehdit ettiğinin ertesi günü mısır tarlasının yanındaki kavak korusunda genç bir kızın cesedini bulur. Masumiyetini kanıtlama umuduyla gerçeği tek başına aramaya çıkar. Şimdi, ailesinden ve arkadaşlarından ayrı ve cinayet sırasında nerede olduğunu kanıtlayacak bir mazeretten yoksunken dağılmış bir hayatın parçalarını toplamasında ona yardım edebilecek tek bir kişi vardır: Ölü kızın kendisi… Rector, hikâyenin ve 'Katil kim?' tarzının karmaşıklığını anlamış, okuyucularını hem akılda kalıcı hem de huzursuz edici bir yolculuğa çıkarıyor...
Yaklaşık 7 yıl önce kapağından etkilenip aldığım ve bir hışımla sayfalarını merakla çevirip neler olup bittiğine tanık olmak istediğim bir kitaptı. Başlarda çok cezbedici bir girişi olmasa da ortalara doğru gayet gerilimi yükselten bir dille yorumlanmış. Sizler de benim gibi okuduğunuz kitabı yaşıyorsanız psikolojinizin bozulacağı bir kitap. Çok tavsiye etmesem de polisiye,gerilim tadında zaman geçirmek için okunabilecek bir kitap..
Kitabın içerisinde her ne kadar cinayet, "katil kim?" gibi konular dikkat çekse de, aslında adından da anlaşılacağı gibi "paranoya" üzerine.
Paranoya teşhisi konulan Dexter McCray, karısı ile tartışıp onu ölümle tehdit ettiği gecenin sabahında bahçesinde bir ceset bulur. Ki kendisi aynı zamanda eski bir hükümlüdür. Bunların üzerine bulduğu ceset ile alakasının olmadığını tek başına ispatlamak için uğraşmaya başlar. Fakat okurken bir polisiye, macera değil de, bir paranoyanın kafasında yaşadıklarını okuyorsunuz. Kısacası bütün olayları paranoyak bir açıdan yaşıyorsunuz diyebilirim. Bu açıdan bakıldığında gayet başarılı bir eser.
Anlatımı da akıcı. Belki bazı kısımlar biraz, tiksindirici gelebilir ama dediğim gibi, paranoyak bir açıdan okuduğunuzu unutmayın derim.
Sonu da güzeldi, en azından paranoya için gayet iyi bir finaldi.
Okumaya değer...
Kitabın kapağına bakıp bir nebze de korktu iseniz,evet haklısınız bazı yerlerde ki anlatımlar gerçekten içinizi ürpertiyor. Rüyalarınıza girmesinden endişe edecekseniz bence hiç başlamayın. Ama şunu da söyleyeyim ben korku filmi izleyemeyen biriyim beni aşırı derecede korku yönünden etkilemedi. Gelelim konusuna,aslında kitabın ismi ile konusu direkt paralel,yani paranoyaya kapılan boşanmış ve çocuğunu kaybetmiş bir baba baskahraman olarak karşımıza çıkıyor. Baba verdiği her kararda biraz daha dibe batıyor ve sonunda işler içinden çıkılamaz bir hal alıyor. Her sayfada kendinize "ben olsaydım ne yapardım" diye soracaksınız. Kitabın sonu açıkçası beklediğim gibi değildi beni şaşırtmadı fakat olay örgüsü, kahramanın iç dünyasını çok başarılı yansıtması açısından kesinlikle okunmaya değer bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Hepimiz günlük yaşantımızda belli başlı isteklerde bulunur, bazen bu isteklerle ilgili hayallerin içinde kaybolur gideriz. Peki ya zamanın zehirlediği bir ruhun zihni? Zihinsel sağlığı yerinde olan bireyler bazı istek veya duygularını kolayca gizliyebiliyorken, psikolojik açından zarar görmüş bir zihin tüm bu istek karmaşasında hayal ve gerçek denen iki kavramın arasında ki sınır üzerinde bir yaşam sürer. Zihinsel sağlık sorunu yaşayan bireyler sık sık bu iki kavramı birbiriyle karıştırır, çoğu zaman sınırlar ihlal edilir. Bu durum hem birey hem de toplum için tedavi edilip kontrol altına alınmadığı sürece sonu ölüme kadar giden tehlikeli sorunlara yol açabilir. İrademiz; Allah (c.c) tarafından bize sunulmuş ve bizi bu evrende yaşayan diğer bütün yaratıklardan üstün tutan çok önemli bir nimettir. Lisede felsefe hocam dünya da yapılan bir araştırmaya göre her 10 insandan 8' nin psikolojik sorunları olduğunu söylemişti. Hatta her insanın içinde barındırdığı hastalıklı düşüncelerin yoğun sinir, sters altında zihni zehirdiğini de eklemişti. Ben insan zihninin ne kadar araştırmaya tabi tutulursa tutulsun hiçbir devirde tam olarak anlaşılamayacağından eminim.
Yazdıkça yazası geliyor insanın :) bize sağlıklı bir akıl veren Allah'a hamd olsun deyip kitaba geçeyim.
Psikolojik sorunları olan bir adamın başına gelen olaylar ve bu olaylara verdiği tepkilerle okurken sizi heyecanlandırıp meraklandıracak güzel ve akıcı bir kitap. Kurgu sadece olay merkezli olduğu için, kısa sürede okunabilen anlatımı ve betimlemeleri sıkmayan güzel bir eser. Okuduğunuza pişman olmazsınız :)
Kitabımızın baş kahramanı Dexter paranoya teşhisi konmuş bir hastadır. Kendi halinde, kendi sorunları ile uğraşırken kendi malikanesi sınırları içerisinde bir cesetle karşılaşır ve cinayet olayının içerisinde bulur kendini. Acaba katil Dex mi yoksa başka biri mi? İyi okumalar...
Kitabi okurken kendimi gerçekten paronayak bir insanin beyninin içindeymişim gibi hissettim hatta bazı yerlerde acaba "şöyle mi oldu" diye daha kötüsünü düşünüp kendimi epey bi kaptırdım :) Anlatımı sade ve akıcı. Ve sonu bence olması gerektiği gibiydi çunku paronaya bunu gerektirir.