“Çocukluktan beri yapmak istediğimiz bir sürü şeyi yapmaktan, sadece etrafımızdakiler “bu işi yapamaz” dediği için, kim bilir kaç kere vazgeçmişizdir...”
Onlarla olduğum zamanlarda kendi çalışma odamda yapayalnız olduğum zamanlardan daha yalnız hissediyordum kendimi, bu da bana acı veriyor ve daha sık kapanıyorum odama.
1947 yılının Nobel Edebiyat Ödülü’ne sahip Andre Gide’nin okuduğum ikinci kitabı; Pastoral Senfoni.
Otobiyografik özellikler taşıyan kitabın kurgusu okunmaya değer…
Sadece hikayesi için bile okunabilir, kaldı ki içeriği dopdolu bir novella.
Kitabın ana karakteri bir papaz, kitabın içeriğini papazın günlüğünden okuyoruz.
Papaz cenaze için
Çocukluktan beri yapmak istediğimiz bir sürü şeyi yapmaktan, sadece etrafımızdakiler “bu işi yapamaz” dediği için, kim bilir kaç kere vazgeçmişizdir...
Birbirini sevmiş iki insanın, birbirlerine karşı nasıl bu kadar yabancı, bir duvarla ayrılmış gibi nasıl bu kadar uzak olabildiklerini anlamaya çalışıyordum.