Çok meraklı polis kitapları vardır. Sonuna kadar ne olacak, nasıl bitecek? diye, merakla okunup, son sayfada: "Bu muydu?" diye, bir köşeye fırlatılan... Biraz öyleydi kadınlarla ilişkisi.
"Yobazlığı, tutuculuğu silkip atamadık bir türlü!.. Kötülüğün başı, bencillik, tutkular! Bizim toplumunuzun yaraları yalnız bunlar da değil. Birbirimizden kolayca kopuyoruz. İnanç ve düşünce ayrılıkları... Dilim dilim bölünüp parçalanıyoruz.
"Yobazlığı, tutuculuğu silkip atamadık bir türlü!.. Kötülüğün başı, bencillik, tutkular! Bizim toplumunuzun yaraları yalnız bunlar da değil. Birbirimizden kolayca kopuyoruz. İnanç ve düşünce ayrılıkları... Dilim dilim bölünüp parçalanıyoruz."
... sonuç bir şey getirmese bile, gerçeği açıklamak, susmaktan olumludur. Bir kişiyi olsun kaymakta olduğu karanlıktan kurtarmak, onun ardında bekleyenleri aydınlığa sürmek değil midir biraz da? Hayaller, düşüne, söylene gerçekleşir derler...