Kitap üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde psikolog ve psikiyatri hakkında bilgiler verilmiş. İkinci bölümde nevrozlar, psikotik bozukluklar, organik kaynaklı psikiyatrik hastalıklar, cinsel bozukluklar, madde bağımlılığı, kişilik sorunları ve bozuklukları anlatılmış. Son bölümde intihar, ölüm, şişmanlık gibi psikiyatriyi ilgilendiren bazı sorunlar vardı. Bazı yerlerde yazar ilaç kullanmayı çok savunuyor gibi geldi bana. Çok beğendiğim ve hiç sıkılmadan okuduğum bir kitap oldu. Konuya ilgisi olanlar da muhtemelen zevk alarak okur.
… Ülkemiz insanlarının büyük çoğunluğu, eleştirilebilecek bir çok yönü olmasına karşın burjuva-kentli yaşam anlayışına bile kavuşamamış, ne kentli ne köylü sayılabilecek değişik bir insan tipi ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de 1950’den sonra kırdan kente büyük bir göç yaşanmıştır. Gelişmiş batı ülkelerindeki durumun aksine kentte bu insanlar kentli kimliğini bulamamış, kırsal kültürün etkisini sürdürmeye çalışmışlardır.
Bugüne kadarki psikiyatri deneyimimde ben henüz ne ideal kişilikte insan gördüm, ne de adı geçen kişilik bozukluklarının belirtilerinden en az bir ikisinin bulunmadığı bir insana rastladım.
Özellikle nevrotik bozuklukların hatırı sayılır bir bölümü aile içi uyuşmazlıklardan, bozuk ilişkilerden kaynaklanmaktadır. Mutsuzlukların büyük bölümü eşler arasındaki problemlerin eseridir.
Arabalarının arkasında “Babam sağ olsun” “Baby on Board” türü ya da siyasi içerikli çıkartmalar yapıştırılmış olup bunlarla gurur içinde dolaşanlar da ayrı bir garip kişilik grubudur.
Trafik psikopatları her ülkede görülür ama bizde çok yaygındır. Toplumsal olarak çağın kültür düzeyine ulaşamamak, uygarlık kurallarına uyma alışkanlığı edinememekten kaynaklanan yaygın bir terbiye eksikliğinin sonucudur.