Öne Çıkan Pulp kitaplarını, öne çıkan Pulp sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Pulp yazarlarını, öne çıkan Pulp yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bukowski'nin okuduğum 7. Kitabı. Değişen bir şey yok, bizim Bukowski hep aynı :)
Bukowski okuyanlar ya onu sever ya da ondan nefret ederler, bunun ortası yok sanırım.
Şiir kitabıyla ön plana çıkan Bukowski bu sefer polisiye kitabıyla karşımızda.
Genelde şiirlerinde kendisinden ve hayatından bahseden (öyle olduğu düşünülen) Bukowski, yine aynı
Aslına bakarsan bütün insanların hayatı beklemekle geçiyordu. İstedikleri bir şeyin gerçekleşmesini ya da bir gün geberip gitmeyi bekleyip duruyorlardı.
Markette tuvalet kağıdı satın almak için kuyrukta bekliyorlardı. Ve eğer paraları yoksa, daha uzun kuyruklarda beklemeleri gerekiyordu. Önce uykunun gelmesi için sonra da uyanmak için bekliyordun.
Önce evlenmek için sonra da boşanabilmek için bekliyordun. Önce yağmur yağması için sonra da yağmurun durması için bekliyordun. Yemek yemek için bekliyordun, sonra tekrar yemek için yeniden bekliyordun.
Dünyanın büyük kısmı kafayı yemişti. Geri kalanlar da öfke içinde yaşıyorlardı. Ha bir de ne kaçık ne de öfkeli olmayıp, sadece salak olanlar vardı. Hiç şansım yoktu yani . Hem de hiç. Sadece oturup sonumun gelmesini bekliyordum.
Aslına bakarsan bütün insanların hayatı beklemekle geçiyordu. İstedikleri bir şeyin gerçekleşmesini ya da bir gün geberip gitmeyi bekleyip duruyorlardı.
Markette tuvalet kağıdı satın almak için kuyrukta bekliyorlardı. Ve eğer paraları yoksa, daha uzun kuyruklarda beklemeleri gerekiyordu. Önce uykunun gelmesi için sonra da uyanmak için bekliyordun.
Önce evlenmek için sonra da boşanabilmek için bekliyordun. Önce yağmur yağması için sonra da yağmurun durması için bekliyordun. Yemek yemek için bekliyordun, sonra tekrar yemek için yeniden bekliyordun.
Aslında çok küçük şeyler bile kendimi mutlu hissetmeme yetiyordu. Ama bütünbütün mesele, bu küçük şeyleri şu kocaman boktan dünyanın içinden bulup çıkarmaktı.
Yaşamımız boyunca beş kuruşsuz sürünüp, bir gün yine beş kuruşsuz geberip gidiyorduk. Hayat, insanı yıpratan bir oyundu. Sabah uyanıp ayağa kalkabilmek bile bir tür başarı sayılmalıydı bu hayat koşullarında.