Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Resmi Tarih Tartışmaları 7 : 31 Mart'tan Günümüze Gericilik Söylemi

Kolektif

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ulus-devletçilik, sonuç olarak, belli bir coğrafya üzerin­de, farklı toplulukları devlet zoruyla bir potada birleştirme çabasının adıdır. Dolayısıyla, halen insan topluluklarını birleştiren bir inanç sistemi olarak din ulus-devletçilerin görmezden gelemeyeceği kadar önemli bir unsurdur ulus yaratmakta. Daha açıkçası, ulus-devletçiler. yalnız
Sayfa 143Kitabı okudu
Yani eğitimin devlet ideolojisinin tekeline verilmesi ne ölçüde geliştiricidir? Açıkça belirteyim ki bu, genç insanları dinin bağnazlığına karşı Özgür düşünceye sevk etmez, dev­letin dar görüşlülüğüyle eğiterek dinin o beyinlerde yer etmesi için uygun zemini yaratır. Öte yandan tekçi eğitim, dine karşı bir önlem olmaktan çok modern ve radikal akım­ların eğitim alanındaki rekabetine karşı bir önlem olduğunu düşündürmektedir. Eğitimdeki devlet tekelciliği, tek tip, kısır düşünen, tutucu, memur zihniyetti, inisiyatifsiz insan­lar yetiştirmekten başka bir amaç taşımamakta ve bundan başka da bir işe yaramamaktadır. Yani sonuçta fatura, dindarıyla dindar olmayanıyla ezilen halk kitlelerine çıkmaktadır. Bu tekçi eğitim sistemi, başka okuma olanağı olmayan yoksul halk çocuklarını kısır, tek yönlü, gelişme­den yoksun bir eğitime mahkûm ederken, tam bir ikiyüzlü­lükle burjuvazinin çocuklarının ayrıcalıklı, dil öğrenmeye yönelik eğitimi için batı misyoner okullarını devreye sokmaktadır.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Devlet, sadece yetenekli olduğu alanda kendini gösterir. Onun yetenekli olduğu tek alan yasakçılık ve baskıcılıktır. Yoksa özgür tartışma ortamı yaratmak ve aşağıdan isyanları teşvik etmek değil.
Sayfa 147 - Özgür ÜniversiteKitabı okudu
Hala benzer işler..
Ankara Tacettin Camii imamı, bir vaazında. "CHP kanımızı emiyordu. Milyonları çalıp, dinsizliği yaydılar. Allah bizi onlardan kurtardığı için hep birlikte Allah'a ve DP hükümetine dua edelim" ifadesini kullanmıştır.
Sayfa 100Kitabı okudu
Yukarıdaki örneklerde de görüldüğü gibi, dönemin bası­nında yer alan tartışmalara en genel hatlarıyla bakıldığında bile, meşrutiyet taraftarlığının İttihat ve Terakki Cemiyeti ile İslam’ın da muhalifler ile özdeşleştirilerek tartışılması zordur. Her iki tarafında birbirlerini meşrutiyet değerlerine ihanet etmekle suçladıkları açık olmakla birlikte, kesin olan bir şey var ki, suçlamalar arasında "İslamcı" "şeriatçı” ol­mak gibi bir kavrama yer verilmemektedir; İslam ve onun kuralları her iki tarafında benimsediği bir dizgedir. Gericilik ise dini bir içerikte değil, meşrutiyet öncesinin müstebit idaresine dönme anlamında yani siyasal bir içerikte kulla­nılmaktadır.
Bu bildiriyi kaleme alan Mustafa Kemal’in, bildirinin ikinci maddesinde kullandığı bir ifade vardır ki bu ifade Hareket Ordusu’nun 31 Martçıları şeriatçı olarak nitelemek bir yana, hareketi bizzat şeriatı bozmakla, ona muhalif olmakla eleştirmesi açısından önem taşımaktadır. Mustafa Kemal’in ifadesi ile ayaklanmacılar (...) Günü­müz Türkçesi ile tekrar etmek gerekirse Hareket Ordusu, 31 Martçıların meşrutiyeti parçalayarak şer’i kanunların, toplumun kurtuluşu ve saadetinin temeli olan anayasayı ayaklar altına alınmak istediğini iddia etmektedir.
Reklam
Türkiye’de kurulan karşıtlıklar perspektifinde düşünüldüğünde aydınlık, me­deniyet, güneş, cesaret gibi kod ve semboller genelde Atatürk'le onun gerçekleştirdiği devrimle ve cumhuriyetle özdeş tutulmaktadır. Dolayısıyla da ilericilik çerçevesi bu şekilde oluşturularak, gericiğın içindeki karşıtlık öğesi bu referans noktasına kıyasla şekillenmektedir. Bu bağlamda felsefi olarak geçmişe ait düşünce sistemlerini taşıyanların, sosyolojik olarak modem çağm değer, kurum ve pratiklerini benimsemeyenlerin ve siyasi olarak da eski rejimi yeniden ihya etmek isteyenlerin düşünce ve tutumlarını içeren geri­cilik (Özipek, 2004: 236), Türkiye pratiğinde Kemalist dev­rim öncesinde söz konusu alanlardaki geniş etkisi nedeni ile dinin odağa alındığı bir içeriğe sahip olmuştur.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.