Saklı bahçemde çalakalem bir yaşam. Tek hecesine pamuk ipliğiyle bağlandığım, üç noktanın sonsuzluğunda Aşka ya/saklandığım...
Yaşamadıklarımı yazdım evvela canımda bir sızıyla. Son Dem'imde yaşadıklarımla doğmamış çocuğa mektup biçtim...
Gâh kırk yıllık terâneyle bir arpa boyu yol alamadım.
Gâh ecelsiz ölmek istemeyen bir Sevgiliye söz yaşı döktüm...
Ötelenmiş bir ömrün posta kutusunda,
Mektup beklediğinden habersiz olduğum,mavi bilyelerimi sırtlayan bir kadın...
Yazının şahitlik etmediği, tutsak hislerimle cümle yarımlarımı tamamladım Aşk'ın demgâhında...
Şiire aşina bir kalemin gölgesinde soluklanırken yırtık hikayesinde bir dilenciye aşık oldum. Hakikatine boyun eğdim, cümlesine kalem kırdım...
Kırk güneş gördüm,vazgeçmedim...
Kalıbıma bakıldığında hüküm yedim ben, çoğu kez.. Kalem asa oldu, gönlüm yarıldı. Yarin sadrına damladı duygularım, yasak bir mektubun mahreminden...
Bazen mavi, bazen yeşil, bazen kan kırmızı, bazen de katran gibi simsiyah...
// Yusef Masadow //