İnsan, herkesin birbirine benzediği günlük hayatın sürekli tekrarlandığı evrenden eylem yoluyla çıkar, eylem yoluyla başkalarından ayrılır ve birey olur.
Proust'a göre, bu dünya yeterince bayağı ruhun, bayağı kafanın, bayağı şeylerin istilası altında, mide bulandırıcı bu bayağılıkların sayısı o kadar çok ki, daha fazla artırmaya gerek yok.
"İnsan iyiyle kötünün belirgin bir şekilde ayırt edilebileceği bir dünya ister, çünkü onda doğuştan gelen, gemlenemez bir anlamadan yargılama arzusu vardır. Dinler ve ideolojiler, bu arzu üzerine kurulmuştur."