İnsan bastığı toprağı hor görmemeli:
Kim bilir hangisi güzeldir, hangisi sevgili.
Duvara koyduğun kerpiç yok mu kerpiç?
Ya bir şah kafasıdır, ya vezir eli!
A. Gölpınarlı'nın yayımladığı rubailer en eski ve en inanılır kaynaklardan alınmadır. Bununla beraber bunlardan hangileri Hayyam'ın, hangileri Hayyamca başkalarının, kesin olarak söylenemez. Ne var ki Hayyam, o kadar herkesten başka, o kadar kendi olmuş ki onun adına ancak onun söyleyebileceği sözler söylenmiş. Bu arada birçok şairler kendilerinin söylemekten çekindikleri, yahut kendi adlarıyla inandırıcı olmaz sandıkları şeyleri Hayyam'a söyletmiş, Hayyam'ın ağzıyla kendi içlerini dökmüş olabilirler. Böylece Hayyam bir çok dereleri içip büyüyen, pembe üstüne pembe gele gele kızıllaşmış bir ırmak olmuş. Hemen bütün peygamberlerin başına gelen de bu değil mi? Sözlerini kendi yazmamış, hangi peygamberlerin sözlerine kimsenin bir şeyler katmadığını ileri sürülebilir? Biz daha dün ölen Atatürk'e bile neler söyletmiyoruz bugün.
Yarım somunun var mı? Bir ufak da evin?
Kimselerin kulu kölesi değil misin?
Kimsenin sırtından geçindiğin de yok ya?
Keyfine bak: En hoş dünyası olan sensin.
Yaşanan tüm ömür özetle bir nefestir.
Toprağın her zerresi. Keykubad'dır, Çemşid'dir.
Dünyanın bin hali var büyütme sen gözünde.
Alem bir üfürükten, sihirden ibarettir.