Ruhu terbiyesiz adam adsız, işsiz, düzensiz, aykırı bir kahramanın gözünden dünyayı sil baştan kurmaya çalışan bir kitap.Kahramanımız, alıştığımız, kanıksadığımız, kabullendiğimiz ne varsa bir kenara itiyor.12 eylül’ün karanlık günlerinde başlayan roman bizi bugünlere taşıyan yanlışların nasıl filizlendiğini, gündelik yaşamın sıradan olaylarını öne çıkararak anlatıyor. Adsız kahramanımızın, babası albay olan sevgilisi selda ile sürdürdükleri ilişki, olay örgüsünün çıkış noktasını oluşturuyor. Kahramanımızın hayatına özlediği dünyanın masallarını anlatarak girmeyi başaran radyo programcısı buket ise, aslında ona çok benzeyen birisidir. Yolları hiç ummadıkları anlarda kesişir. her kesişme farkında olmadan büyük parçalanmanın içine doğru sürükler onları üstüne üstlük yıllar sonra yüzünü yeniden gösteren Selda’nın akla hayale gelmeyecek sürprizleri vardır. adsız bir kahramanla okuyucusunun karşısına çıkan yazar romanında çizmeye çalıştığı resmi, gezi olaylarına bağlayarak tamamlıyor. bu süreçte gündelik yaşamın sıradan ilişkilerine gizlenmiş ayrıntılar bazen sinemada izlenen bir filmle, bazen bir cinayetle, bazen de kurulan hayallerle aktarılıyor ruhu terbiyesiz adam belki de şu tümcede özetliyor kendini: ‘’çoğunluğun taparcasına benimsediği kıstaslara bakarak boyun eğilen haklılık kavramıdır belki de dünyayı yaşanmaz kılan, cehenneme çeviren.’’
