Pratikte, insanlar, içinde doğdukları toplumun kutsal kabul ettiği kitabı seçerler ve bu kitabın içinden de hoşlandıkları bölümleri benimser ve diğer bölümleri dikkate almazlar. Bir ara Incil’deki en etkili bölüm şuydu: ‘Bir cadının yaşamasına izin vermeyeceksin.’ Günümüzde insanlar bu bölümü üzüntü duymuyorlarsa bile en azından sessizlik içinde, okumadan geçiyorlar. Demek ki, kutsal bir kitabımız olsa bile kendi önyargılarımıza ne uyuyorsa onu seçiyoruz.
Benim kişisel tercihim, tanrıbilimsel metinleri, çoğu zaman vahşi ve bazen de ilginç olabilen ilkel insanların az biraz tarihsel nitelikteki hayal dünyası olarak değerlendirmektir.