Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İzmirli Mesih

Sabetay Sevi

Joseph Kastein

Sabetay Sevi Sözleri ve Alıntıları

Sabetay Sevi sözleri ve alıntılarını, Sabetay Sevi kitap alıntılarını, Sabetay Sevi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Erken evlilik dini bir vecibeydi. Kabala'da mistik bir ruh düğüne katılır, düğünü gelecekteki kur- tuluşla, henüz doğmamış bütün canların dünyaya gelmesiyle ta- mamlanacak kurtuluşla irtibatlandırır. Herhangi bir gün Mesih gelebilir, belki yarın. Bundan dolayı bir adamın evlatlarını bir an önce evlendirmesi gerekirdi.
Sabetay Sevi'nin yakın çevresindeki insanlar giderek daha dindar, daha halinden hoşnut ve daha zengin olurlarken genç Sevi, sıkıcı bir gerginlik yaratan düşünceler ve yüce umutlarla dolmuştu.
Reklam
O zamana kadar İstanbul ve Sela- nik Türkiye'nin iki ticaret merkeziydi fakat savaş ticaret yolla- rını kapattı ve İngiliz, Fransız, Hollandalı ve İtalyan tüccarların çoğunluğu, işlerinin Sultan ve Venedik arasındaki husumet yü- zünden bozulmasına karşı çıkarak, ses çıkarmadan ticaret mer- kezlerini İzmir olarak değiştirdiler.
O sıralar, sürekli değişen hükümet ve hükümdarlar yüzün- den Türkiye'de şiddetli ayaklanmalar vardı. Sultan İbrahim'in iktidara gelir gelmez ilk işi büyük Venedik Cumhuriyetine karşı savaş ilan etmek oldu
Bu gibi şeyler onun toprağında kök salsın diye Kabala çok yakın zamanda ortaya çıktı. Teorik ve teosofik. tarafı olan Kabala Jiunit, tamamen entelektüel faali- yetlerin yürütülmesi için gerçekten büyük bir fırsat sunuyordu; ayrıca fiili sistemi olan, esrarengiz Kabala Maassit bölümü de vardı. Bununla beraber, her ikisi de Talmud ve hahamlık kül- türünde karşılaşılan dünyadan tamamen farklı bir dünya sunu- yordu. Kabala okurken, eskiden olduğu gibi elde kazma kürek bir yığın nesne, teori, keşif, yorum ve karar önünde durmaya gerek yoktu
Hiçbir insan evsiz ya da yurtsuz yaşayamaz ve eğer dünya ona bunu vermiyorsa, o evini kendi kalbine kurar.
Reklam
Müslümanlığı seçti!!!!!
Sabetay Sevi’nin Müslüman olmasıyla beraber, 200 kadar aile de Yahudilikten ayrılarak Müslüman oldu. Bu grup, daha sonra kendilerine ‘Dönme’ adı verilen Maaminimlerdir (inananlar). Ayrıca Sabetay Sevi’nin öğretilerine bağlı olan fakat Yahudilikten ayrılmayan bir grup da vardır. Bunlar, gizli Sabetaycılardır. Sabetay Sevi’nin prensipleri Kabala’nın müritlerine bildirildiğinden birçok sır Talmudist görüşte olanlara intikal etti. 1917 yangınında da birçok Sabetaycı literatür yok oldu.
Ölüm döşeğinde son isteğini dile getirdi: Müslüman mezarlığına gömülmemesi için yalvardı. Eğer kendi insanlarıyla birlikte ölüm uykusuna yatmadına izin verilmezse o zaman tüm günahlarından arınmak için... Deniz kıyısına gömülmek istiyordu.
Bu yüzden Yahudiler, izo- lasyon damgasını taşıyan cüzamlılar olarak görülürdü. Milliyet- lerinin yurdu yoktu. Yurtsuz bir halk.
Ancak çevreden soyutlanmak suretiyle, rahat nefes alabilecekleri bir yer bulabiliyorlardı. Bu yüzden, yerleşim kurma şansları her zaman ekonomik koşulların elverişli olduğu yerlerle sınırlıydı ve ancak ekonomik sistem içinde ihtiyaçlarını tedarik etme imkanı bulabildikleri yerlerde refaha kavuşabilme ümidi taşıyorlardı.
Reklam
Kuşkusuz bu dönemde pek çok teolog, dilbilimci ve tarihçi Yahudilerin sorunlarıyla ilgileniyordu. Bunun bir nedeni, ilim erbabı için, tarihle ilgilenmenin ve kendilerine Talmud ve Hahamlık literatürünü öğrenme ve bu sayede Yahudilerin meselelerine yönelik yetkin bir yaklaşım sergileme imkânını sunan, Yunanca, Latince ve İbranice dillerini öğrenmenin moda olmasıydı.
20. yüzyılın başlarında merkezi yönetime karşı başkentten uzak olan ve Selanik’te giderek güçlenen İttihat ve Terakki hareketi, kentte önemli bir nüfusa sahip Yahudi ve Sabetaycı cemaatlerin desteğini aldı. Sabetaycı aydınlar, Avrupa ile kurdukları ilişkiler dolayısıyla pek çok yeniliğin öncüsü oldular. Bu yıllarda Yahudiliğe dönme teşebbüsleri kabul edilmeyen ve genellikle Yahudiler tarafından benimsenmeyen Sabetaycılar, 1924’teki ‘Ahali Mübadelesi’nden sonra Türkiye’ye geldiler ve cemaat içi evliliklerle devamlarını sağlamaya çalıştılar. İkinci Dünya Savaşı yılları sırasında çıkartılan Varlık Vergisi yasası kapsamına ‘Dönmeler’ başlığı altında dâhil edildiler.
Sabetaycıların Müslümanlığı kabul ettikten sonra Selanik’te taşındıkları evler görkemliydi. Ancak dışarıdan içerisi görünmezdi ve içerde gizlilik hüküm sürerdi. 19. yüzyılın ikinci yarısında teknolojik gelişmeler ve bankacılık sayesinde maddi varlıklarını geliştirdiler. Bu gelişmeyi körükleyen ‘Jön Türkler’ arasında ve daha sonraları Türkiye’de faaliyet gösterecek Osmanlı Bankası ve Selanik Bankası’nın kurucuları arasında Dönmeler olduğu bilinmekte. II. Abdülhamit, rejimine muhalif olan Jön Türkler’in ve Dönmeler’in takibini istemişti. Ahali Mübadelesi yıllarında Dönmeler’in bir kısmı Türkiye’ye gelip asimile olmanın hata olduğunu iddia ederken, diğerleri de bunun bir tarz olduğunu savunmuşlardı. Öte yandan Karakaşzade Rüştü Bey, TBMM ve Cumhurbaşkanı’na müracaat ederek, ilk defa mezhebi hakkında bir ifşaatı dile getirdi ve Yunanistan’da kalmaları gerektiğini savunsa da başarılı olamadı. Ancak gerçek olan bir konu da, Dönmelerin bu sayede II. Dünya Savaşı sırasında Nazi Almanya’sındaki toplama kamplarına sevk edilmekten kurtulmuş olmalarıydı.
Yahudi kolonisinin son büyük dağılışı, Yahu- dilerin İspanya'dan sürgün edilmesi yüz yıl önce gerçekleşmişti. Yeni merkez Doğu'da kurulmak üzereydi. Ekmek ve geçim der- diyle ta Sibirya'ya kadar giderek geri dönmüş mültecileri, Polonya ve Ukrayna kabul etmişti.
Mesih olarak Sevi’yi kabul edenler, bu durum karşında büyük bir düş kırıklığına uğradılar ve umutsuzluğa düştüler. Natan Levi’ye göre ise, Sabetay Sevi sadece zahiren dinini değiştirmişti. Amacı Yahudileri kurtarmaktı. Sabetay Sevi’nin dinini değiştirmesi genellikle tam olarak açıklanamayan gerekçelere bağlanır. Gerçekte, genel kanı Sabetay Sevi’nin mesihlik iddiası taşıyan bir paranoyak oluşudur. Ancak Sabetay Sevi’nin müritleriyle beraber olduğunu haber alan otoriteler, onu tek bir Yahudi’nin dahi yaşamadığı Arnavutluk’un Ülgün kasabasına sürdüler. Orada günlerini yalnızlık içinde melankolik ve mistik bir atmosferde geçiren Sabetay Sevi, 1676’da öldü. Müritleri, Sevi’nin denize girdiğine ve su üzerinde yürüyerek yok olduğuna inanmışlardır.
33 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.