Başkalarının yağdırdığı bir afetten mümkün olduğu kadar az zararla çıkmak. Hem iyi, hem kötüdür böyle dönemler. Kendini içinde bulunulan sıkıntıdan sorumlu saymamak. Sadece dayanmak. Yalnızca bunu yapmak bile, bir şey yaptığı duygusunu verebilir kişiye.
Hele bir erkekler yesin. Yemeği iştahla çiğneyen erkek avurtlarını seyretmek, görevini yapmışlık duygusu verir Gülşah’a. İşte tam bu seyre hazır olduğunda açılıverdi kapı. Şaşırdı Gülşah. Sanki köfteler iyi pişmemiş, sanki sofrayı erkeklerin önüne zamanında sürmemiş, sanki eline bakan mideleri aç komuşçasına suçlu suçlu bakakaldı kapıya.
Okutulacaksa erkekler okutulur. Oğul sahibi olanın gücü yetmezse, amcalar, dayılar, oğlanın okuması, evlenmesi ya da askerliği için yardım ederler. Güçler birleşecek, özellikle oğullar için. Oğullar umut, tek umut çünkü.
Düşüncelerine bir kabuk yaratmak, bunun içine sığınmak istiyor. Sanki kabuklar kırılmaz, içindekileri tümüyle koruyan şeylermiş gibi yumruklarını sıktığını fark etti.