İstediğini zannetmek, zannettiğini istemek, istediğinin o olduğunu zannetmek, zannettiğinin o olduğunu istemek. Hepsinin dışında bir yer var. Aşk orada.
Neden olamadığımızı hiçbir zaman bilemedim, belki bilmek istemedim. Sanırım o benim gibi yaşamadı beni, o anlatsa başka anlatırdı belki her şeyi. Sonuçta olmadı, olamadık. Ve o çıplaklık da bir daha olmadı. Kimse beni o kadar soyamadı ve ben aslında hep giyinik olduğumu bile bile seviştim ondan sonra.
On üç on dört yıl önce Ayşe'nin annesi öldüğünde ev nasılsa aynısı, eskimişi, yıpranmışı, kirlenmişi, iyice acıya bulanmışı... Sanki bir şey onların takviminin önünü kesmişti. Orada öyle, ne ileri, ne geri kalakalmışlardı.
Belki de en sevdiğim kitabı. Bazı kitaplar okumaktan fazlasıdır ya, bu kitap tam olarak öyle bir şey. Ben spoici değilim spoici olmak gibi bir isteğim ve gayem yok açıkçası. Parmak izi gibi bir şeydir okumak; benzersizdir. Alıntı da paylaşacaktım ancak, kitaplığım ağzına kadar dolu olduğu için üşeniyorum. Sonrasında ekleme şansım olursa bunu da yaparım. :-)
Ve sen de belki saklamak istediklerine bile yakalanacaksın ve sonra belki de niye bunca zaman saklandığına şaşacak, avuçlarına alıp okşayacaksın,barışacaksın onunla.