Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi

James Joyce

Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi Sözleri ve Alıntıları

Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi sözleri ve alıntılarını, Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi kitap alıntılarını, Sanatçının Bir Genç Adam Olarak Portresi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu ülkede bir adamın ruhu doğunca uçmasını önlemek için ağlar atıyorlar üstüne. Sen bana ulusçuluğun, dilin, dinin sözünü ediyorsun. Bense bu ağlardan kaçmaya çalışacağım.
Bütün dünyayı kazanmak ne işine yarardı kişinin ruhunu kaybedecek olduktan sonra?
Sayfa 114 - İletişim Yayınları 2. BaskıKitabı okudu
Reklam
Ne var ki sabah uyandığında, karanlıkta yaşanan coşkulu çalkantının puslu anısı, keskin ve aşağılayıcı günah duygusuyla birleşerek ona acı veriyordu. .
Sayfa 109
Kibir, başkalarını aşağı görme, yasadışı zevkleri satın al­mak için para kullanmakta açgözlülük, kusurlarını bulamadığı kimselere karşı kıskançlık ve dindarlara karşı iftira­cı homurdanmalar, yemekten oburca zevk alma, isteklerini kurarken benliğini saran küt, sevgisiz öfke, bütün varlığının içine çökmüş olduğu bedeni ve ruhi miskinlik. . Kitab-ı Mukaddes 'e göre yedi ölümcül günah
Sayfa 112
Huzursuzluğu ses dalgası gibi yükseldi ruhunda:
Tedirginliği bir ses dalgası gibi boşaldı içinden: akan musikinin gelgitine kapılmış gemi yol alıyor, fenerler takılı tellerini ardından çekiyordu. Sonra bir minik topçu ateşini andıran bir gürültü sesin akışını durdurdu. .. .
Sayfa 77
Çocukların hepsi Stephen’a garip görünüyordu. Hepsinin anneleri, babaları, değişik sesleri vardı. Evde olup başını anasının kucağına koymayı özledi. Ama olamazdı ki: Onun için, oyun, çalışma, dua bitsin de yatağına yatsın istedi. Bir fincan daha sıcak çay içti. Fleming: — Ne o? dedi. Bir yerin mi ağrıyor? — Bilmiyorum, dedi Stephen. — İşkembeden rahatsızsın, dedi Fleming, yüzün solmuş: Geçer. — Evet, dedi Stephen. Ama rahatsızlığı orasında değildi. Hastalık yüreğindeydi diye düşündü, insanın yüreği hasta olabilirse eğer. Dirseklerini masaya dayayarak kulaklarını açıp kapamaya başladı. Her açışında yemekhanenin gürültüsünü duyuyordu. Gece giden trenlerinki gibi gürlüyordu. Sonra kapayınca kükreme uzaklaşıyordu, tünele giren bir treninki gibi. Dalkey’de o gece tren böyle kükremişti, sonra da tünele girdiği zaman, kükreme kesilmişti. Gözlerini kapattı ve tren ilerledi, kükreyerek sonra susarak; gene kükreyerek, susarak. Hoş oluyordu kükreyip sustuğunu duymak ve sonra tünelden dışarı gene kükreyerek ve sonra gene durup…
Reklam
Kitabı özetleyen kısım
Yavaş ve karanlık olur ruhun doğuşu, bedenin doğuşundan daha gizemlidir. Bu ülkede bir adamın ruhu doğunca uçmasını önlemek için ağlar atıyorlar üstüne. Sen bana ulusçuluğun, dilin, dinin sözünü ediyorsun. Bense bu ağlardan kaçmaya çalışacağım.
Sayfa 266
Gözleri yaşlardan kararmıştı, alçakgönüllülükle gökyüzü­ne bakıp kaybettiği masumiyeline ağladı.. .
Sayfa 147
Amacı ne kadar budalacaydı!
Dışandaki kirli hayat gelgiti­ ne karşı düzen ve zariflikten yapılma bir dalgakıran kurmaya, davranış kuralları, etkin ilgiler, yeni oğul-ana-baba iliş­kileriyle içindeki dalgaların güçlü tekrarlanışlanna set çekmeye uğraşmıştı. Boşuna. Sular içeride olduğu gibi dışarıdan da kırdığı duvarlardan taşarak aşmıştı: Gelgitleri, parça­lanan mendireğin üstünde bir kere daha öfkeyle itişip dür­tüşmeye başlamıştı. .
Sayfa 102
Reklam
Ruhu yoğun bir yağın içine doğru yayılı­yor ve orada donuyor, durgun korkusunun içinde ciddi ola­rak tehdit eden bir alacakaranlığın gittikçe daha derinlerine dalıyor, bu arada onun olan beden kayıtsız ve lekeli, karar­mış gözlerden dışarıyı gözleyerek, çaresiz .. rahatsız ve insan sıfatıyla baktığında görmek üzere, sağmal Tanrı nın önünde duruyordu. .
Sayfa 124 - İthaki yayınları Fuat Sevinay
Hoş geldin ey hayat! Milyonuncu keredir yola çıkıyorum yaşantının gerçekliğiyle karşılaşmak ve ruhumun nalbantında soyumun yaratılmamış vicdanını dövmek için.
Sayfa 321 - İletişim
Ölmemiş ama güneşin altında ince bir zar gibi solup gidivermişti. Kaybolmuş ya da varoluştan çıkıp gitmişti çünkü artık varoluşun içinde değildi. Ne kadar tuhaf­tı onu düşünmek varoluşun içinden böylece geçip giderken, ölerek değil de güneşin altında solup silinerek ya da kaybolup evrenin bir tarafında unutulup giderek! .
Sayfa 97
Yorgunluktan mı soldun Göklere tırmanıp yeryüzüne bakmaktan, Kimsesiz gezinerek?... 146
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.