Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Sapık Sevgi

André Gide

Sapık Sevgi Gönderileri

Sapık Sevgi kitaplarını, Sapık Sevgi sözleri ve alıntılarını, Sapık Sevgi yazarlarını, Sapık Sevgi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Lester Ward
"(...) Dişi yalnız soyunun temsilcisi değil, tüm benzetmeler bir yana, soyun kendisidir."
Sayfa 37 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
...androsantrizm genel olarak doğabilimcilerce izlenen, erkeği tüm canlı türlerinin baş temsilcisi olarak görme, yapılan tariflerde onu başa geçirme, kadını ancak ikinci sıraya koyma alışkanlığıdır.
Sayfa 36 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Yaşama faaliyetinin kendini gösterdiği her eylemin haz doğurduğunu düşünmeksizin kabul ederim...
Sayfa 34 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
La Rochefoucault’nun şu derin sözünü hatırlayınız: "Eğer aşktan söz edildiğini duymasa, hiçbir zaman sevemeyecek insanlar vardır."
Sayfa 29 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Bahse girerim ki yirmi yıla kalmaz doğaya aykırı, yapımıza aykırı gibi sözler artık ciddiye alınmaz olacak.
Sayfa 23 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
"Önemli olan," diyor, "önemli olan iyileşmek değil, dertleriyle bağdaşarak yaşamaktır."
Sayfa 18 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Demek ki, yataktakiler karı-koca ise yapılanlar sapıklık olmak­tan çıkar.
Sayfa 24
Bahse girerim ki, yirmi yıla kalmaz doğaya ay­kırı, yapımıza aykırı gibi sözler artık ciddiye alınmaz olacak. Ben dün­yada doğal olmayan tek bir şey kabul ediyorum: Sanat yapıtı.
Sayfa 23
Plinius’un dediği gibi, arzulayan olmaktan çok arzu uyandıran ve arzulanan bir "tatlı genç" olarak kaldığı sürece daha yaşlı birisi ona tutulursa, yalnız dış görünüşüne hayran kalmakla yetindiğiniz bu uygarlıkta daha dün düşünüldüğü gibi, onun için bir seveni olmaktan daha iyi, dahayeğ bir şey olamaz kanısındayım.
Şuna iyice inanın ki, toplumun içinde ve çevrenizdeki insanlardan en sıkı fıkı görüştükleriniz arasında sizce gerçekten saygıdeğer bulunan ama Epanimondas kadar ya da benim kadar sapkın olanların sayısı az değildir. Kimsenin adını verecek değilim. Her biri gizlenmekte yerden göğe kadar haklıdır
Reklam
Fuhuş diyelim, ya da evlilikdışı ilişkiler. Bu iş böyle gelmiş böyle gider... Yoksa büyük Mahthus’ün şu sözlerini kabul etmeli: "Cinsel oruç birtakım insanların sandıkları gibi zoraki bir erdem değildir: Kökleri doğada ve akılda bulunur; gerçekten bu erdem çoğalma yasasından doğan kötülükleri ve mutsuzluğu önleyen tek doğru yoldur."
seven erkek ne kadar âşıksa, o kadar beceriksizleşir; evet, arzusunun yanında çok daha gerçek bir aşk bulunacaktır; evet, arzusu salt bencil olmaktan çıkınca sevdiği varlığı incitmekten korkabilecektir
- Aşk her zaman âşığa kılavuzluk etmiştir. - Kör kılavuz
Hayvanlar arasında gösteriş üstünlüğünün ancak erkekten erkeğe geçmesine karşılık, "kadınlar, güzellik dahil, karakterlerinin büyük bir kısmını hem erkek hem de kız çocuklarına geçirirler" (Darwin söylemiştir bunu). Öyle ki, en güçlü erkekler en güzel eşleri almakla artık kızlarının ya da oğulları­nın güzelliğine değil, soyun güzelliğine çalışmış olurlar.
İtiraf edeyim ki, bu kadar çok yapma şeyin sürekli olarak doğanın imdadına çağrılması beni kuşkulandırıyor. Montaigne’in şu sözü aklıma geldi: "Kadınlarımızın, herkese gösteriş yapmak için boyanıp süslenmeden önce odalarına girmemizi istememelerinin nedeni ne utangaçlık, ne incelik, ne de sakınmadır." Pierre Louys’nin hayal ettiği "Trypheme"de güzel cinsi, herkesten gördüğü gibi, üstünlüklerini açık­ça göstermesinden, kırlarda ve sokaklarda çırılçıplak dolaşma alışkanlı­ğından, yazarın düşündüğü sonuçlar mı, yoksa bunların tersi mi doğar? Erkeğin öbür cinse karşı duyduğu arzu bu yüzden çok azalır mı? İşte bu konuda kuşkudayım. Bayan Quinault şöyle diyordu: "Gözlerden saklandığı için bizde bu kadar güzel ve o kadar da aşağılık duygular uyandıran nesneler her zaman gözümüzün önünde olsaydı acaba onlara karşı soğuk ve kayıtsız durabilir miydik, anlaşılması gereken şey işte bu; çünkü bu tür örnekler vardır." Şunu da söyleyeyim ki, "Tryphöme"in gerçekleştiği ilkel topluluklar vardır, (hiç olmazsa elli yıl önce, daha misyoner ayağı basmadan vardı), hem de en güzel topluluklardır bunlar; örneğin 1835’de Darwin gittiğinde, Tahiti böyleydi. Birkaç sayfada yerlilerin gözalıcı güzelliğini heyecanla anlattıktan sonra şöyle diyor: "İtiraf ederim ki, kadınlar beni bir parça hayal kırıklığına uğrattı­lar, hiç de erkekler kadar güzel değiller." Daha ilerde, bu güzellik eksikliğini süslerle karşılama çabalarını gördükten sonra şunu söylüyor: "Özet olarak, erkeklerden çok kadınlar bir şeyler giyselerdi daha yararlarına olurdu sanıyorum."
283 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.