Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Seçme Öyküler

Mark Twain

Seçme Öyküler Gönderileri

Seçme Öyküler kitaplarını, Seçme Öyküler sözleri ve alıntılarını, Seçme Öyküler yazarlarını, Seçme Öyküler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şefkat öyle bir dildir ki, sağır da duyabilir; kör de görebilir." (Mark Twain)
Elime sımsıkı sarıldı, canlandı, akşam yemeği için dipdiri bir havaya büründü – ama yemek olmadı. Hayır, her zaman olan şey oldu; o kötü ve can sıkıcı İngiliz düzeni içinde her zaman görülen şey oldu – kime öncelik tanınacağı sorusu çözülemedi; bu nedenle akşam yemeği de yenmedi. İngilizler, akşam yemeği davetine gitmeden önce her zaman karınlarını doyururlar, çünkü onlar karşı karşıya kalacakları tehlikeleri bilirler, ama bir yabancıyı kimse uyarmaz, o da bu tuzağa kolayca düşer.
Reklam
İdeal Evlilik
“Açıl susam açıl – ne olabilirdi o söz acaba? O sözün ne olduğunu gerçekten merak ediyorum. Ama gel, gidip yatalım artık.” “Uyumak için mi?” “Hayır, düşünmek için.” “Evet, düşünmek için.”
“Tanrı beni bağışlasın – bu gibi sözler düşünmek korkunç bir şey ama… Tanrım, nasıl yaratılmışız biz ne kadar garip yaratılmışız!”
Doğru bunlar, sana şimdi açıkladıklarım; Tanrı diye bir şey yok, evren diye bir şey yok, insan ırkı diye bir şey yok, dünyevi yaşam diye bir şey yok, cennet cehennem diye bir şey yok. Bunların hepsi bir düş – garip ve aptalca bir düş. Senden başka hiçbir şey var değil. Sen de bir düşünce’den, serseri, işe yaramaz, yersiz yurtsuz bir düşünceden – başka bir şey değilsin; bomboş sonsuzlukların ortasında, yitik bir durumda dolaşıp duruyorsun!
Anlıyorsun artık, bütün bunların hepsi, düş dışında bir yerde olanaksızdır. Anlıyorsun ki bunlar safdil ve çocukça çılgınlıklardır, kendi garipliklerinin bilincinde olmayan bir imgelemin aptalca yaratılarıdır – tek sözcükle bunlar, bunlar bir düştür, sen de bu düşü yaratan kişisin. Düş olduğunu gösteren işaretlerin hepsi ortada, bunları daha önce fark etmiş olman gerekirdi.
Reklam
Garip! Bundan yıllar önce – yüzyıllar, çağlar, devirler önce bundan kuşkulanmamış olman, çünkü sen bütün o sonsuz zamanlar boyunca hiç yoldaşın olmadan var olageldin. Garip gerçekten, evreninin ve içindekilerin yalnızca düşler, hayaller, kurmacalar olduğundan hiç kuşkulanmamış olman! Garip çünkü bunlar öylesine apaçık, isteriklik içinde çılgınca şeyler ki – tıpkı bütün düşlerin olduğu gibi
Kısa süre sonra sen kıyıları bulunmayan bir uzamda, sonsuza dek dostun ya da yoldaşın olmadan, o uzamın sınırsız ıssızlığı içinde dolaşmak üzere yalnız kalacaksın – çünkü bir düşünce olarak, var olan tek düşünce olarak kalacaksın, üstelik yaradılışın gereği söndürülemez, yok edilemez bir düşünce olarak.
Sen de sen değilsin – bedenin yok, kanın yok, kemiklerin yok, sen bir düşünce’den başka bir şey değilsin.
“Hiçbir şey var olmaz, her şey bir düştür. Tanrı – insan – dünya – güneş, ay, yıldızların ıssızlığı – bir düştür, hepsi bir düştür, onların varlığı yoktur. Boş uzamdan –ve senden– başka hiçbir şey var değildir!”
Reklam
“Yaşamın kendisi yalnızca bir hayaldir, bir düştür.”
Bu ırkın, bu çocukça şeylerin gülünçlüğünü yakalayacağı, onlara güleceği –gülerken de onları mahvedeceği– bir gün gelecek midir? Çünkü yoksulluk içinde yaşayan ırkınızın elinde gerçekten etkili tek bir silah var – kahkaha. İktidar, para, ikna etme gücü, Tanrı’dan niyaz etmek, zulüm –bunlar büyük bir şarlatanlığa destek olabilir– onu birazcık itebilir – birazcık zayıflatabilir, yüzyıllar boyunca, ama onu ancak kahkaha bir patlayışla parçalayıp atomlara dönüşebilir. Kahkahanın saldırması karşısında hiçbir şey duramaz. Siz hep öteki silahlarınızın üzerine titreyip onlarla savaşıyorsunuz. Bunu kullandığınız hiç oluyor mu? Hayır, onu bir yana, paslanmaya bırakmışsınız. Bir ırk olarak onu kullandığınız hiç oluyor mu? Hayır, aklınız ve cesaretiniz eksik sizin.
Irkımız beşikten mezara yanılgı içinde, gerçeklikler sandığı düzmeceler ve aldatmacalarla kendini kandırıyordu, bu da onun yaşamını başından sonuna bir sahteciliğe dönüştürüyordu. Kendisinde bulunduğunu sandığı ve boş bir gurura kapıldığı düzinelerce harika nitelikten aslında bir tanesine bile sahip değildi. Kendini altın sanıyordu, oysa yalnızca pirinçten yapılmıştı.
Akıl sağlığıyla mutluluğun bir arada bulunamayacağını anlayamayacak kadar yoksun musun görme gücünden? Aklı başında hiç kimse mutlu olamaz, çünkü o kişi için yaşam gerçektir; yaşamın ne kadar korkutucu bir şey olduğunu görür o kişi.
1.034 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.