Birbirimizi anlayamamıştık ama kendi tarzında iyi davranmıştı bana. Uzun süre unutmayacaktım onu. Dünyada onu unutmayacak tek kişi ben olacaktım muhtemelen.
Birden şimşek gibi çaktı beynimde, ölüm gibi, yıkım gibi. Taburemden kalkıp oradan hızla uzaklaştım. Kaldırımda hırslı bir şekilde yürüyordum, bana son derece garip görünen insanların yanından geçerek, hayaletlerin; dünya bir hayal gibiydi, şeffaf bir düzlemdi ve üstündeki herkes çok kısa bir süre için ordaydılar; hepimiz, Bandini, Hackmuth, Camilla, Vera, hepimiz kısa bir süre için vardık, sonra başka bir yere gidecektik; hayatta değildik aslında, hayatta olmaya çok yaklaşıyor ama olamıyorduk. Öleceğiz. Herkes faniydi. Sen bile
Konuşma isteği kalmamıştı içimde. Yüreğimi söküp almıştı. Palavra! Bütün o nüanslar , muhteşem diyaloglar, o parlak şiirsellik -palavra deyip atmıştı her şeyi. Kulaklarımı tıkayıp sözün olmadığı yerlere gitmeyi yeğlerdim. Palavra!