“Romanların aleyhinde olanlara şaşarım, zira insana ister gönül rahatlığıyla ister acı çekerek olsun, ömrünün geçiciliğini unutturmak, bazen geçmişin hatırlanmasıyla kederlenmek bazen de müteşekkir olmak gibi ruhani meseleleri yasaklamak ve yok etmek mümkünse, romanlar da faydasızdır.
Sabite adlı karakterin haksızlığa uğrayıp varlıklı yaşamından fakirliğe ve sefalet zamanlarında yaşadığı hayal kırıklıkları ile sabredip sonrasında tekrar hak edişini alıp tekrar gönlünün ve kalbinin temizliği ile zenginliğe ulaşmasını anlatıyor. Tabi entrikalar var yok değil , aşk imkansızlık başka biri ile hayatına devam edip kalbinde başka birini sevme ve kırgınlık...Kavuşamamak...
Kitabın genelinde hak eden hak ettiğini yaşadı teması hakim. Herkes Sabite hariç yaptığı kötülüğün bedelini bir şekilde ödemiş izlenimini kuvvetli şekilde veriyor , ''Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste'' cümlesi yerinde olur...