Şehir Mektupları kitaplarını, Şehir Mektupları sözleri ve alıntılarını, Şehir Mektupları yazarlarını, Şehir Mektupları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bana kalırsa Haliç, yalnız bir Sadabat’ıyla buralara karşı övünemez. Göksu, manzaraca ondan aşağı kalır mı? Akşamları süzüle süzüle vadiye sokulan sandallar, sağda solda dinlenerek gün batarken Küçüksu önüne çıkınca, suların coşkun akışındaki hüzünlü ilhamlar, Kâğıthane dönüşünde bulunur ki görülür manzaralardan değildir. Gönül oralarda gecelemek, ertesi sabahı görmek istiyor. Gece, yıldızlı örtüsünü semaya yayar yaymaz insanın içine, yorulmuş zihinlere ferahlıktan ve şenlikten ibaret bir sevinç hissi geliyor; terlemiş alınlara rahat ve huzur verecek rüzgârlar temas ediyor.
Anlatımını beğendiğim bir kitap oldu.Birbirinden farklı 50 hikaye vardı. Yazıldığı dönemi ve yazarın görüşlerini,inançlarını çok iyi gördüğümüz bir kitap. Hikaye tarzında yazılmış ve mektup sanarken hikayelerin yer almadı güzeldi.Keyifli okumalar.
1890'lı yıllarda gazeteye yazdıklarından oluşan bu eser, 2. Abdülhamid döneminin başkenti olan İstanbul'u anlatıyor. Akıcı ve esprili bir üslup kullanmasına rağmen eserin bazı yerlerinde karışıklıklar söz konusu. O dönemki insanların hayat şartlarına baktığımızda bu dönemden pek de bir fark göremeyeceğimiz ortada. Sakin kafayla okumanızı tavsiye ediyorum. :)
Ahmet Rasim’in doğduğu ve büyüdüğü İstanbul’u tüm detaylarıyla ele alan “Şehir Mektupları”nın ilk cildinde 116 mektup bulunmaktadır. İkinci cilt, 117. mektuptan (3, 4 bir arada) başlamakta ve 217. Mektup’la sona ermektedir. Ahmet Rasim, her mektubunda ortaya koyduğu İstanbul tablosuyla bilinçli bir İstanbul sevgisi kültürü oluşturur. Şehir Mektupları, genel olarak İstanbul’u konu alır. Bu mektuplar, Ahmet Rasim’in izlenimleri ve özlemlerini içerir. Her bir mektupta, Ahmet Rasim’in yaşadığı dünyayı algılayan, yorumlayan duygu ve düşünce dünyası bulunmaktadır. Mektuplar, sohbet üslubuyla kaleme alınmıştır ve özel bir başlık içermemektedir; sadece bir numara bulunmaktadır. Okura hitap edilirken, onları güldürmek veya anlatılan konuyu bir anıyla renklendirmek için fıkralar gibi vazgeçilmez yöntemlere başvurulmuştur.